İNADINA AŞK'A VEDA

Bugün elim ne günlerden İnadına Aşk demeye gitti,ne de vedaya dair birşeyler yazmaya,ama İnadına Aşk'ımız en güzel vedayı da hakediyordu.Benim hayatıma 4.bölümü ile girmiş olsa da,7 aydır gördüğümüz güzel bir rüyaydı ve her rüya gibi onunda bir sonu olacaktı.Ama bizim bu durumumuz sanki rüyanın en güzel yerinde çalan alarm gibi oldu.Alarmı parçalasakta olan olmuş görülen güzellikler görülmüş ve ne yaparsak yapalım devamı olmayacaktı.Bu son bölümü izlerken de kafam da ''acaba devam etse nasıl olurdu,şöyle olsa oofff nasıl harika olurdu'' dediğim onlarca düşünce geçerken,tüm bunların yaşanamayacak olması canımı acıttı.

Otopark sapıklığı ile aşk hayatına giriş yapmış Yalın Aras ve çenesi ile karşısındakini 5-10 kelime ile öldürebilecek kapasitedeki Defne Barutçu'nun inat mı inat ama bir o kadar tutkulu aşklarını izlemeye başladık.Birbirleri ile sonuna kadar inatlaşmış olsalar da, aşklarını söylemeye hiçbir zaman çekinmediler,Yalın'ın ''Defnem'' deyip sevmesi ve o bir kelimeye dünyasını sığdırması,başımın üstünde yerin var kelimesini hayata geçirip Defne'yi omuzundan indirmemesi,Defne'nin ''ayy ayıcık'' diye sevmesi,bunlar asla ama asla unutulacak gibi değildi.Asla unutamayacaklarımın başını da tabiki Yalın'a Defne'ye ilanı aşkıdır.Dizi tarihi böyle güzel bir ilan görmemiştir,hatta diziyi geç bence insanlık tarihi bile görmemiştir.(Çok mu iddalı oldu?)

''Defnemmm aşığım kızım sana,ölüyorum..Sen çenenle beynimi yerken bile ben sana doyamıyorum.''

Ayrı dünyaların insanlarıyız konsepti ile başlayan Yeşim ve Çınar aşkı da unutulmayacaklar arasında,çakır gözlüm ve karakız nasıl unutulur.Her ne kadar birbirlerinden Neptün ile Pluto kadar uzak olsaylarda bu iki ayrı gezegeni sonunda aşk ile biraraya getirmeyi başardılar.Ve en az Çınar ve Yeşim kadar birbirlerinden farklı olan Yeşim ve Toprak çiftinin tatlı sert didişmeleri de bir o kadar özlenecek.

Herhafta İnadına Aşk gününü iple çeker,o gün geldiğinde de bir an önce akşam olsun isterdim.Hatta yayınlandığında da sabaha kadar olsa sıkılmadan izlerim derdim.Ben böyle derken tamamen bitecek olmasını kaderin bana bir oyunu olarak görüyorum.Sanırım arkadaşlarımın her davetine ''bugün İnadına Aşk var,beni unutun'' dediğim için beddualarını almış olabilirim.

İnadına Aşk'ı neden sevdin? diye kendime sorduğumda aldığım ilk cevap,diğer işlerden farklı olmasıydı.Sakız gibi uzayan konusu yoktu,klişeleşmiş olaylardan da uzaktı.Evet,belki hikayemizde bizlere de saçma gelen ama sırf onları ve performanslarını sevdiğimiz için görmezden geldiğimiz zamanlar oldu.Hani bir anne, yavrusunun açığını saklar ya bizlerde öyle davrandık,belki de bu sonu getiren bizim bu görmezden geldiklerimizdi.

İnadına Aşk gülme sebebimiz,neşe kaynağımızdı.Sayesinde lugatımıza yeni yeni kelimeler eklendi.''maşşallah sana,bittu kestuk'' kelimelerini gün içerisinde ne kadar kullandığımı sayamıyorum bile.

Vee İnadına Aşk'ın bize kattıkları;

Açelya Topaloğlu,izlerken Defne'yi oynamıyor adeta yaşıyor derdim ve bu konuda yanılmadığımı gördüm.Defne karakteri ile hafızamdan asla çıkmayacak,izlemekten hep keyif aldığım ve bundan sonra da aynı keyifle yeni projelerindede izleyeceğim ender oyunculardan biridir.Cıvıl cıvıl hali,gülen yüzü hiç solmasın.

Can Yaman,evet çok yakışıklı ama o yakışıklılığını harika bir zeka ile zirveye taşıyor.Ekrana çok yakışan ama yakışmasının yanında oyunculuğu ile kendisine hayran bırakan bir isim.Bu kadar kısa zamanda dev adımları atarak oyunculukta kendini kanıtlaması şans değil tamamen zekadır.Her rolün altından gelebileceğini düşündüğüm Can Yaman'ın bundan sonra neler yapacağını sabırsızlıkla bekliyorum.

Aras Aydın,daha önce neden izlememişim,ben bu adamı nasıl görmemişim dediğim bir oyuncu.Meğer herkes biliyor bir ben onu bilmiyormuşum.Polat karakteri ile dizimize çok geç dahil olsada en fazla akıllarda kalacak olan isimlerden biridir.

Taner Rumeli,lise yıllarımın Çetin'i,en eski kötü karakterlerden :) o karakterdeyken bile kendine hayran bırakmış ve yıllar sonra Toprak Barutçu ile karşıma çıktığında aaa bu benim Çetin dediğim mükemmel insan.

Funda Eskioğlu,tanıdığım en harika,kibar hanımlardan biri,her ne kadar bir türlü Meftune olarak onun iç dünyasını henüz görememiş olsakta ''kuzucuklarım'' diyerek yüreğimize işledi.Bazen bir bakışı,bazense çok şeyi anlatır vücut dili ile oyunculuğunu konuşturmuştur.

Ve daha hangi birini sayayım,birini diğerinden hiçbir zaman ayıramadım,her biri izlenilesi güzel oyunculukları ile hayatımızın bir noktasına dokunmuştur.İnadına Aşk çatısı altında bir daha onları izleyemeyecek olmanın vermiş olduğu üzüntü tarif edilemez.

Son olarak senaristlerimize sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum.Haftalardır bizlere dolu dolu senaryo yazan ellerinin bundan sonrada dert görmemesini dilerim.Emeği geçen herkesin elime,yüreğine,kalemine sağlık...Asla unutulmayacaksınız :(