Kayıtlar

Temmuz, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

N'OLUR AYRILALIM (3.Bölüm)

Resim
Ah Azize vah Ulaş..Hangisinin durumu diğerinden daha kötü bilemedim şimdi.Azize için kullanılabilecek en uygun deyim "ava giderken avlandı".Ha avlanayım derken av olan sadece Azize değil tabiki,bir de kendini tilki sanan Turgay var... İnadına Aşk'da Defne ve Yalın'ın aşk sahnelerinden sonra gördüğüm en romantik aşk sahnesi Ulaş ve Azize'nin "bul beni kaybolmuşum" eşliğindeki sahneleri oldu.Ve izlediğim en güzel aşk sahnelerinin de aynı kalemden çıkması da ayrı bir güzellik olsa gerek. Çapkın erkeklerin kendilerine buldukları hafifletici sebep olan "daha doğru kadını bulamadım" zırvalığını Ulaş'ın demiş olmasına şaşırmış olmakla birlikte bunu söylerken ki ponçikliği işin rengini değiştiriyor tabi.Yanlış kadınlar içinde kayboldum neredesin Azizem diyem Ulaş'a hangi kadın hayır diyebilir ki Azize diyebilsin. Eğer Azize için manşetten afili bir giriş yapacak olsak aynen şöyle olmalı;"Yoksa Azize Ulaş'a aşık mı ol...

ŞAHANE DAMAT (4.Bölüm)

Resim
Bu bölüm sen sevda mısın? Diye sorduk,kara sevda loading diye cevap aldık.Tamam tamam biraz abartmış olabilir,artık nerde o eski kara sevdalar değil mi ama.. Kara olmasada grinin kaçıncı tonu olduğunu bilmediğim bir aşkın, nasıl doğduğuna gün geçtikçe tanık olmak da büyük ayrıcalık.Melike'nin platonik olarak başlayan imkânsız aşkını düşündükçe,"40 kere söylersen olur","evrenden çok istersek olur" sözlerine daha da bir inanır oldum. Hadi Melike'nin Mehmet'e aşkını biliyoduk da,Mehmet'in yavaştan aşık olma meselesini nasıl bir hasarla atlatacaklar ben onu merak ediyorum.Ama önce bunu Mehmet'in kendine,daha sonra da Melike'ye itiraf etmesi gerek.Tabi bunlardan da önce ünlü düşünür Yeşim Aras'ın da söylediği gibi "farkedemediği hoşlanma siniri" evresini bir tık ileriye taşıyan Mehmet,farkettiği ve bu sebeple kırıp dökmeye başladığı aşık olma sinirini yaşama evresinde.Tabi klasikleşmiş kıskançlık durumlarına filan hiii...

Kara Sevda İs Coming "Nolur Ayrılalım" (2.Bölüm)

Resim
Satırlarıma başlamadan önce şunu belirtmek isterim ki;ağzım halâ kulaklarımda ve yerine geçmekte baya bir zorlanıyor :) Uzun zamandır her karakterin ilmek ilmek işlendiği bir diziye rastlamamıştım derken pat o da ne "Nolur Ayrılalım" karşıma çıktı. Aslında klasikleşmiş birkaç unsuru içinde barındırsa da o klasikleşmişlikleri anlatış tarzına selam durmak istiyorum. Birgün onunla birgün bununla gününü gün eden çapkın erkek bir an da hayatının aşkı ile tanışır klişesi mi dersiniz?Ailesi tarafından zorla evlendirilen genç kız mı dersiniz? Gibi gibi çeşitli klişeleri önümüzdeki tabağa sunum o kadar enfes ki,bize de o klişeleri tadından yemelere doymamak yakışır. Ulaş'ın çapkınlığını bizde şehir efsanesi olarak duyduk ama henüz icraat göremedik.Hani efsaneden o kadar kişi bahsetmese bu naif,güzel adam mı genç kızları ağına düşürüp terk ediyor der üstüne bir de hadi ordan derdim. Azize,bir yanda aşık olduğunu zannettiği adam,bir yanda aşık olacağı adam...

ŞAHANE DAMAT (3.Bölüm)

Resim
Ah minel aşk sen nelere kadirsin...Yalanla da dolanla da olsa o aşk dolu bakışları görmenin yeri bambaşka oluyor. Bir önceki bölüm nerede kalmıştık..Hah gudubet İlknur bizim ponçikleri sarmaşdolaş yakalamıştı,valla nişanlımı o halde ben görsem aynen İlknur gibi davranır kızın saçını başını yolardım.Ee Mehmet gibi bir nişanlın varsa her türlü dövüş tekniklerini de bilmen gerek cicim değil mi ama. Neyse ki her eve lazım aşk doktoru Tahsin kendini ortaya attı da şimdilik bu baskını etkili bir biçimde püskürtmeyi başardılar.Ve durum eşitlendi,her ikisinin de ikişer nişanlısı olmuştu.Bu durum benim bile kafamı karıştırdı.Artık kim kiminle nişanlı hatlar karışıyor :) Karışık hatları bi kenara bırakıp asıl mevzumuz aşka yeniden dönelim.Mehmet ve Melike çifti her geçen bölüm daha çok yaklaşıyorlar ve her yaklaştıklarında da alev saçıyorlar.Baştan sona onları izlesem hiç sıkılmam sanırım. İnadına Aşk'tan alışkın olduğumuz bir durum vardi ki o da şuydu;farkedemediği hoşlanma sinir...