Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ayşe Gizem Tatari Interview of Makbule Kosif

We are in the interview with Makbule Kosif, the writer of the doctors, the Love Story, the Heartbeat, all of whom you all know well.Before the interview began, I would like to thank him for agreeing not to break up and interview me, and to answer my questions among all the crowds without a night's sleep. I wanted to tell everyone how beautifully hearted, sincere, sincere, gentle, friendly person. I hope the interview will help you understand how beautiful a heart it is. Then I wish you all good readings ... GİZEM:Hello Makbule Hanım! Would you introduce yourself to those who do not know you? Who is Makbule Kosif? MAKBULE KOSİF:I am a Black Sea girl born in Rize in 1969. I grew up in Istanbul I read Cinema Television in Eskişehir and since 1992 I work in the television industry. GİZEM: Everyone has a dream of an occupation while you're younger. MAKBULE KOSİF: I do not remember if there was a professional fellow but I always loved the cinema. Scriptwriti...

Ayşe Gizem Tatari'den "Makbule Kosif Röportajı"

Hepinizin yakından tanıdığı Doktorlar,Bir Aşk Hikayesi,Kalp Atışı gibi dizilerin yazarı Makbule Kosif'le yaptığımız röpörtajla karşınızdayız.Röpörtaja başlamadan önce kendisine beni kırmayıp röpörtaj yapmayı kabul ettiği,ve gecenin bir körü üşenmeden bütün yoğunluğunun arasında sorularımı cevapladığı için teşekkür etmek istiyorum. Ne kadar güzel kalpli,samimi,içten,nazik,güleryüzlü bir insan olduğunu herkese anlatmak istedim.Bu röpörtaj umarım onun ne kadar güzel bir kalbe sahip olduğunu anlamanıza yardım eder.O zaman hepinize iyi okumalar dilerim... GİZEM: Merhaba Makbule Hanım! Sizi tanımayanlar için biraz kendinizi tanıtır mısınız?Kimdir Makbule Kosif? MAKBULE KOSİF: (1969 Rize doğumlu bir Karadeniz kızıyım. İstanbul’da büyüdüm Eskişehir’de Sinema Televizyon okudum, 1992’den beri de televizyon sektöründe çalışıyorum. ) GİZEM: Küçükken herkesin bir meslek hayali vardır?Sizinki senaristlik miydi? MAKBULE KOSİF: -(· Bir meslek hayalim var mıydı hatırlamıyorum ama ...

KALP ATIŞI'NA DAİR

Resim
Bu Cuma Kalp Atışı'nın 15.bölümünü izleyeceğiz ve 15 bölümdür neler yaşadık ve neler hissettik kısaca yazmak istiyorum. 15. bölüme gelene kadar neler yaşamadık ki..Ölümler, yaralanmalar, kafa delmeler. Doktorlarımız adete asker gibi bi operasyondan diğer operasyona koşturdular durdular.Operasyon derken hem tıbbi hem askeri operasyon.  Bu koşturmacanın arasında bizim için küçük ama insanlık için büyük sayılabilecek aşklar da alevlendi.Alevi yokmuş gibi görünenler de harlandı. Ali Asaf ve Eylül.. Ali Asaf bence görüp görebileceğimiz en naif aşıklardan.Hatta gerçek dünya da göremeyeceğimiz, hayâl dünyamızda da bu kadarını bile hayâl edemeyeceğimiz bir aşık.Bu devirde hangi adam 10 yıl bi aşkı bekler.Bir daha karşısına Eylül'ün çıkma ihtimalini bile getirmemişken koskoca 10 yıl o kadını bekle. Peki adam kadını beklerde kadın adamı beklemez mi? Tabiki Eylül'de bu süre zarfında hep Ali Asaf'ı birgün görebilme ihtimali ile bekledi.Ama o buzlar ...

DOLUNAY 2.BÖLÜM YORUMU

Resim
Dolunay.. İlk bölümde izlediğimiz romantik-komedi tadının 2.bölümde bu kadar duygusal bi hâl alacağını sanırım hiçbirimiz tahmin etmemiştik.Aslında hikayenin dram ögeleri taşıyacağının sinyallerini vermişlerdi ama bu kadarını düşünemedim. Birinci bölüm sonunda Ferit Nazlı'yı yanlış anlamanın baş kahramanı yapmış, ona zengin koca avcısı sıfatını şak diye yapıştırmıştı.Yok canım Ferit bu kadar da ileri gitmemiştir herhalde diye düşünürken sabah daha da fazlasını söyledi.Ve bu sebeple Ferit de odunluktan öküzlüğe terfi etmiş oldu.Tamam Ferit'i de anlıyorum, Nazlı'dan çok etkilendi, onun hiç kimseye benzemediğini düşündü, kafasında bir sürü acabalar oluştu.Tam bu acabalar arasında kalmışken Engin'in Nazlı ile ilgili söyledikleri büyük hayalkırıklığı yaşattı.Haliyle o hayalkırıklığı ile de sinirini çıkartacağı tek muhatap da Nazlı'ydı.Çünkü Ferit'in bildiği ve kendini dışarıdan gelen kötü durumlara karşı koruduğu tek tavrı sert olmaktı.O bu kabuğuna sığına...

KALP ATIŞI 2.BÖLÜM YORUMU

Resim
Nerede kalmıştık? Hah hastanenin çatısında..Ali Asaf ve Eylül yıllar sonra burada iki meslektaş olarak karşı karşıya gelirler ve aşkın fitili yeniden ateşlenir. Esas oğlanımız Ali Asaf güzel ve yetenekli Eylül'ü bu sefer kaybetmeye hiç de niyetli değildir ama nasıl bir Dallas'ın içine girdiysek herkes Eylül'e aşık.Tabi aslında onların ki aşk değil hayranlık.E tabi Eylül gibi birine hayran olmamak mümkün değil.Yetiş bacım misali hastanede kavga olur Eylül,hasta gelir yetiş Eylül, bu kız zaten kaşık kadar hangi birinize yetsin.Sonra diyolar ki Eylül soğuk Eylül gergin, daha mı olmasın kızı bi rahat bırakmadınız ki rahat olsun. Herkesin aşık olmasına,hayran olmasına tamam da Dr.Selim'in Eylül'e birşeyler hissetmesi resmen emanete hıyanet olmuş.Olaya başka bi açıdan bakarsak da emanete gözü gibi bakmış da diyebilirz.Selim'cim iyisin hoşsun hatta çok hoşsun ama bu senin hain olmadığın anlamına gelmez.Senin Ali Asaf'a yaptığını Brütüs Sezar'a yapmam...

DOLUNAY 1.BÖLÜM YORUMU

Resim
Bu yaz için merakla beklediğim iki diziden biri olan Dolunay 4 Temmuz Salı günü yayın hayatına hızlı bir giriş yaptı.Baştan sona keyif alarak izledim...Yalaaaaan, çok da sinir olduğum bölümler oldu.Ama tabi bu işin güzelliğine güzellik kattı.Bir diziyi izlerken güzel sahnelerde tepki vermek kolaydır ama kötüye tepki göstermek ve o an o rolden nefret etmek ve ettirmek daha zordur.Bu hissi yaşatan ilk karakter tabiki Ferit bey amcamız oldu.Amca dediğime göre halâ sinirliysem demek ki. Ferit Aslan, son derece titiz (tezgahın üzerindeki su şişesinin ağzını kapatmayacak kadar değil), simetri hastası kıvamında (üzerindeki takımın buruşukluğunu takmayacak kadar değil), yemek konusunda gurme (böreğe katılacak sosu bilemeyecek kadar değil)...Ferit ile ilgili sayılabilecek ve insanı kıl edebilecek çoğu özellikleri sayabiliriz.Son derece sinir bozucu ukalalık ile özgüven arasında sıkışmış, ''gülsem mi? ciddi mi dursam valla bilemedim?'' modunda takılan biri..Amaaa bence t...

KALP ATIŞI 1.BÖLÜM YORUMU

Resim
Aylardır dört gözle beklediğimiz Kalp Atışı'nın ilk bölümünü sonunda izledik.Beklentim zaten çok yüksekti ama bu kadar harika bir bölüm olacağını ben bile düşünememiştim.Aksiyon daha ilk dakikalarda başladı.Öykü Karayel için Hye Jung kadar iyi dövüşen biri olacak mı diye düşünürken valla benim diyen dövüşçülere şapka çıkartan bir performans sergiledi. Genelde ilk bölümün günahı olmaz derler ama bu bölüm sevap point kazanmakta zirve yapmışlar.Sahnenin birinin etkisinden çıkamamışken Eylül'ün kroşelerindeki gibi bi sağ kroşe bi sol kroşe fena hırpalandık. Eylül daha ergen yaşında acılar çekmiş ve o acılar ile kendisine kabuk oluşturmuş, bu sayede de ayakta kalabileceğini düşünmüş.Kalmış mı kalmış biz ona bakalım...Başbelası olmasına katlanamayan babası da artık tak ediyo ki Eylül'ü babaannesinin yanına hatta ne yanı kapısının önüne çöp poşeti gibi fırlatıyor.Tabi Eylül o an nereden bilsin babaannesinin yanının onun hayatında dönüm noktası olacağını... Hani Ey...

KALP ATIŞI

Resim
Bilen bilir Kore dizisi sevmem, en azından Doktors izleyene kadar sevmezdim.Bir Kore dizisinin beni bu kadar etkisi altına alacağını hiç düşünmezdim ama baya baya başardılar.Neyse konumuz Doctors değil, biz asıl meselemize gelelim. Kalp Atışı'nın hakkı ile ve hukuku ile alınan bir Kore uyarlaması dizi olduğunu öğrendiğimde hadi dedim şu Doctors'u bi izleyeyim.İzlemeden önce bunun iyi bir fikir olup olmadığını düşündüm.Nedeni de Kalp Atışı'nı izlemeye başladığımda sürekli kıyas yapabilecek olmam... Evet Doctors'u hiç istemedende olsa bitirdim, hiç bitmesini istemediğim işlerden biriydi.Ama bu arada Kalp Atışı teaser'ı fragmanları yayınlanmaya başladı ve ben beklenildiği gibi kıyas yapmalara başladım.Ve fragmanlardan bana kalan sonuç; farklı kişiler,aynı iş ve hissettirilen 2 güzel his... Orjinalindeki başrollerden aldığım enerjiyi hatta belki de daha fazlasını Gökhan Alkan ve Öykü Karayel'den aldım.Bu güzel enerjideki en büyük etken bana göre tabikid...