KALP ATIŞI'NA DAİR



Bu Cuma Kalp Atışı'nın 15.bölümünü izleyeceğiz ve 15 bölümdür neler yaşadık ve neler hissettik kısaca yazmak istiyorum.

15. bölüme gelene kadar neler yaşamadık ki..Ölümler, yaralanmalar, kafa delmeler.

Doktorlarımız adete asker gibi bi operasyondan diğer operasyona koşturdular durdular.Operasyon derken hem tıbbi hem askeri operasyon. 

Bu koşturmacanın arasında bizim için küçük ama insanlık için büyük sayılabilecek aşklar da alevlendi.Alevi yokmuş gibi görünenler de harlandı.

Ali Asaf ve Eylül.. Ali Asaf bence görüp görebileceğimiz en naif aşıklardan.Hatta gerçek dünya da göremeyeceğimiz, hayâl dünyamızda da bu kadarını bile hayâl edemeyeceğimiz bir aşık.Bu devirde hangi adam 10 yıl bi aşkı bekler.Bir daha karşısına Eylül'ün çıkma ihtimalini bile getirmemişken koskoca 10 yıl o kadını bekle.



Peki adam kadını beklerde kadın adamı beklemez mi? Tabiki Eylül'de bu süre zarfında hep Ali Asaf'ı birgün görebilme ihtimali ile bekledi.Ama o buzlar kraliçesi Eylül Erdem bunu hiçbir zaman dile getiremedi.Eylül'ün düşüncesine göre aşk bi zayıflıktı ve yetişkin bir Eylül Erdem asla zayıf görünemezdi.Her zaman zırhını kuşanmış bi savaşcıydı.Annesinin aşka zayıf düşüp intihar etmesi ile kendisine söz vermiş ve asla aşk için acı çekmeyecekti ve aşık olmayacaktı.Ama evdeki hesap Ali Asaf'a uymadı.

Ali Asaf gibi bir aşığa kim ne kadar sürede karşı koyabilirdi ki... Buzlar kraliçesi bile olsanız birgün o zırhınız iner tabi.

Ali Asaf ''sevmekten hiç yorulmayan adam'' ise Eylül ''korkularına rağmen sevmekten vazgeçmeyen kadın''dı benim gözümde.

Eylül'e çoğu zaman kızdık hatta kızmakla kalmayıp deliye döndüğümüz, çoğu zaman da sövdüğümüz oldu.Ama sonra sinirlerimize hakim olduğumuzda Eylül'ün derinlerindeki korku sebebi ile nasıl bi psikoloji de olduğunu anladık.Hayatı hep sevilmemek ve terkedilmek üzerine kurulu kadın ilk defa gerçekten sevdiği ve sevgi gördüğü adamı kaybetmek istemedi.Bir yerlerde Ali Asaf'ın varlığını bilmek bile onun tarafından terkedilmeye ve acı çekmeye değerdi.Ve bir kez daha sevdiği birinin kendisini terketmesini istemediği ve onun yüzünden de acı çekmeyi istemediği için Ali Asaf'tan hep kaçtı.Hatta kaçmasını da sağladı.



Fakat Ali Asaf'ı sevdiği kadından uzak tutmayı kim başarabilirdi.Bunu başaracak tek kadın da yine Eylül'dü.Ali Asaf'ın tüm ilgisine ve çabasına karşın duygusuzmuş gibi görünenen Eylül,Ali Asaf'daki son damlayı da bardağa doldurarak taşmasını sağladı.Ali Asaf Eylül'ün gel deyince geleceği bir oyuncak değildi.Bu sözler ile Ali Asaf sonunda patladı ve Eylül'ün artık kendisine çekidüzen vermesi gerekecekti.Bu onlar için son şanstı ki neyse Eylül daha da uzatmadı.Birbirleri için ne ifade ettiklerinin farkına varmıştı ve ayrı olamazlardı.

Böyle büyük bir aşktan sonra yeni yeni filizlenen aşk da Esma ve Alp aşkı.Henüz onlarınkine aşk mı desek aşkcık mı bilemedim.Biz buna hoşlanma hissi filan da desek olur.Şimdi çoğumuz Esma'nın ''Oğuz mu? Alp mi?'' diye düşünmesine ve bu konuda bi karar verememesine sinir olmuştuk.Bu nasıl bişey arkadaş birine karşı bişey hissedersin ve ona tabiri caizse yürürsün.Ama Esma ikisinde de frklı şeylerden etkilendi.Oğuz'un cool kendinden emin havası, Alp'in çocuksu saf tarafı onun ikilemde kalmasını sağladı.Kişisel düşünürseniz eğer siz Esma'nın yerinde olsanız aynı ikilimede kalırdınız.Ama Esma sonunda Alp ile daha uygun olduklarını anlaması ile ''bir erkek bi kadını değil kadın erkeği seçer'' düşüncesinin ne kadar da doğru olduğunu kanıtladı.Alp gibi sürekli kızların ilgisi üzerinde olan flörtez bi adam son dönemlerdeki yaşadıkları ile hayatın aslında anlık güzellikler olduğunu ve bu güzellikleri de kaybetmemek gerektiğini anladı.Artık zaman boşa geçecek bir şey değildi.Ve o da kalbinin sesini dinledi.Bu şoketta çift daha çok yeni olmasına karşın çok orlu da bir sınavdan geçecek gibi izleyip görelim diyelim.

Ve gelelim son zamanların en popüler ve başıma bela olan ismi Oğuz :) Şimdi bu söylediklerimde yine ya yanlış anlaşılcak ya da onun üzerinden prim yaptığım yazılacak ama düşüncemi söylemekten asla vazgeçmeyeceğim.Oğuz karakteri teaser da gördüğüm an'dan itibaren en dikkatimi çeken isimdi.Sonrasında kendisinden beklediğim performansı ne yazık ki alamadım..ta ki son birkaç bölüme kadar. Dizi karakterleri zamanla evrilirler ve bazı izleyen de bunun tutarsızlık olduğunu düşünür.Oğuz'da yavaş yavaş evrilen isimlerden biri, başta çok sert, tavizsiz bir adamdı.Eylül'e aşıktı (güya), güya diyorum ki bu bana göre bi aşk değil hayranlıktı.Oğuz zeki kadın seviyor dediğim de de ''ne demek Bahar zeki değil miydi? Okul 1.siydi'' gibi şeyler duydum.Bahsettiğim zekiliğin sistem içindeki zeka sıralaması değildi.O zekayı iyi şeyler için kullanmaktı.Evet yeri gelmişken bunu da diyeyim Bahar da zeki kadındı ama o zekasını daha çok kötülük için kullanan biriydi.(Bu konuda değişim yaşıyordu fakat vadesi yetmedi) 

Bir çoğunuzun istediği gibi Bahar ve Oğuz belki güzel bir çift olabilirlerdi fakat aynı hastanede Eylül'den de önce beraber çalışan bu ikili o zamana kadar birbirlerine birşey hissetmediyse ve Eylül'ü görünce de ona karşı bişeyler hisseden Oğuz'un bu saatten sonra Bahar'dan yakın vadede bi an da etkilenmesi/hoşlanması çok da mümkün gibi görünmüyordu.

Oğuz için zamanla evrildi dedik ya son birkaç bölümdür bi espriler bi şakalar filan yapmaya başladı.O ruhsuz, huysuz adam kayboluyo ve yüzü gülen birine dönüşüyor.Ve bu değişim benim baya baya hoşuma gitmeye başladı.Artık bu adamın da aşktan yana yüzünün gülmesi gerekir.Ve şuan için ona en güzel aday İpek :) Bu ikilinin ekranda güzel bi elektriği var.İlk yakınlaştıkları sahnede bunu daha iyi anlayacaksınız diye düşünüyorum.

İpek'de tıpkı ablası gibi zeki ve merhametli biri..Şimdi bazı kişiler bu konuda da kızıyor.İpek'in Eylül'e bu kadar benzemesine, onun gibi olmasına filan.. İşi çocukların zekayı kimden aldığına varan tespitler yapan kişileri, sadece nefret duygusu ile yorum yapanlar olarak görüyorum.Biraz bu konuda düşünülse kardeşlerin ablalarına abilerine özendiği,onlar gibi olmak istedikleri, ve kalıtsal benzerliklerin olabileceğini anlarlar.



Kahramanlarımız geçtiğimiz 14 bölüm boyunca ilginç vakalar, aksiyonlu olaylar yaşadılar.Tüm bu yaşanılan kötü olardan en güzel hatırladığımız şey onların bize hissettirdikleriydi...Bu güzel hissettiklerimizden biri de Ali Asaf ve Eylül'ün masum sarılmalarıydı.Aşkın, sevginin öpüşmekten sevişmekten ibaret olmadığının, küçük bir sarılmanın bile bize aşkı ne kadar güzel anlattığının kanıtıydı onlar.

''Çok aksiyon yaşıyoruz caanım çiftimizin aşkını göremiyoruz'' diyenlere; Ali Asaf ve Eylül sıradan bi aşık değil, onlar tüm bu yaşadıkları ile birbirine daha da çok bağlanan bir çift.Ve bence bundan sonra tüm zorluklara da beraber göğüs gerecek bir çift.

Yeni bölümde birbirne daha da kenetlenmiş göreceğimizi düşündüğüm Ali Asaf ve Eylül'ü izleyecek olmanın heyecanı ile şimdilik bu kadar diyorum..Sevgiler 

Ne zorluk yaşarsak yaşayalım HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK...




Yorumlar

  1. İnşallah 💜 💜 💜

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel yorumlamıssınız kazibe hanım.sonsuz teşekkürler.yazdiginiz herşeye katılıyor ve öyle düşünüyorum.#eger birini seviyorsan Birgün değil hergun seversin...😍😘

    YanıtlaSil
  3. Çok iyi bir dizi yani bukadar savaş içinde olan bukadar silahli dizikerden sonra çok iyi geldi bikere hikaye çoook iyi eylul karakteri harika esma başka bi komiklik yani kisacasi tebrikler muhteşen bir iş çikarmişsiniz . Oyuncularda harika.
    Ama benim takildigim bazi yerler varki onlardanda biri buki eylulun hastaligi onemli bir hastalik gibi gorsetildi herkes korkarke eylun bi serumla bir gece hastanede uyudu ve sabahi kendi deyimiyle zimba gibiydi. Nasil hemen iyileşti? Bence boyle olmamali ...

    Yinede teşekurler Dizi için

    YanıtlaSil
  4. esmer haklısın eylülün hastalığın en az 3 bölüm filan sürmeliydi

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNADINA AŞK'A VEDA

DOLUNAY 1.BÖLÜM YORUMU