ŞAHANE DAMAT (1.BÖLÜM)
Malum havalar cehennemden hallice olunca dışarı çıkmak şu yana dursun olduğun yerden kımıldamak zor geliyor insana ve hâl böyle olunca da klimanın karşısında Tv açıp dizi izlemekte farz oluyor.
Ve bu durumda ben de aylardır inanılmaz bir heyecanla beklediğim Şahane Damat'ı izlemek için TV karşısına geçiyorum.Heyecanla beklememin başlıca sebebi, hem bizim ortilerin yazıyor olması hem de isim annesi olduğum karakteri bünyesinde barındırıyor olması en büyük etken tabiki.
Bölümden önce daha gerilere gidersek eğer;hikayeyi ilk duyduğum an da çok heyecanlanmıştım.Gurbetçi bir aile,tipik bir Türk annesi,2 kızı ve 1 oğlu var.Bizim ortilerden çıkacak böyle bir hikayenin nerelere gideceğini hem tahmin ediyor,hem de o keskin zekaların nasıl bir iş çıkaracağını bir yandan da merak ediyordum.Karakterler az çok kafam da oturduğun da ne isimler geçmedi ki :) Can Yaman'dan tutun da Aras Aydın'a kadar kimler geldi kimler geçti aklımdan ama Melike karakteri için aklımın ucundan bırakın geçmesini,geçirmek dahi istemediğim Burcu Özberk adını duyduğumda kocaman bir ''nayııırrr,nolamaazzz'' dedim.Ne yalan söyleyim şimdi Güneşin Kızları dizisinde Nazlı o mıy mıy hali ile en sevmediğim karakterdi.Ama tabi karakter ile oyunculuğu karıştıran ben Şahane Damat'da dün akşam dumur oldum.Melike karakteri ile Burcu Özberk'e tek kelime ile BA-YIL-DIM.Bu kadar ön yargılı olduğum için kendime kızdım.
Melike'nin sakarlıkları bir yana dursun,kediler ile olan ilişkisi beni benden aldı zaten.Çantasından çıkardığı kedi maması ile adeta kendimi gördüm.Yemeyip yediren bir adet Melike galp ben :)
Türk dizilerinde ki,şapşal,salak,sakar,saf vb tüm negatiflikleri içinde barındıran kadın karakterlerden nefret ettiğimi,kadını bilinç altında bu denli negatif gösteren senaryolara her zaman olumsuz bakmışımdır.Şahane Damat'ı ilk izlediğim an da ''yok yok bu karakteri bizim ortiler yazmış olamaz,onlar ki en aklı başında karakter olan Defne Barutçu'yu yazmış leydi hanım bayanları,Melike'yi böyle yazmış olamazlar'' dedim,dedim de.. Melike'nin özünde çok akıllı ve becerikli bir kadın olduğunu da hissettirdiler.Onun saf ve sakar oluşu aşkı Mehmet'e bir türlü kavuşamamaktanmış.Mehmet'e kötü bir intiba ile bile olsa yakın olması Melike'nin o güne kadar yerinde olmayan eksenini bir an da rayına oturttu ama bu seferde Mehmet'in ekseni kaydı :) Melike'nin sakarlığı bir an da Mehmet'e geçiverdi.Eee aşk da bunu gerektirirdi...
Bana göre bazı mantık hataları da oldu tabiki,mesela;Melike'yi tahliye etmeye gelinmesi tam bir komediydi.Yıllarını bu işe vermiş biri olarak sadece polis ile evin tahliye edildiğini dün akşam gördüm.Acaba kanun değişti de benim mi haberim yok dedim :) Sonra Melike evden pılısını pırtısını alıp bir otele gidiyor ve cebinden 90 küsür TL para çıkıyor.Bee güzel evladım madem paran vardı da neden limon yedin diye söyleniyorum tabi hali ile,o limonu yalarken benimde içim bir hoş olduydu.Aşk doktoru tahsinden aldığın paradan 1 simit bari alıvereydin ya diye söylendim durdum. Neyseeee dedim ama sonra gözüme Peri hanımın leopar kıyafeti takıldı.Hatun ağır bi ameliyattan çıktı ama full makyaj ve yine o leopar desenli kıyafet,ha dedim ki herhalde hastaneler de değişti.İsteğe göre leoparlı filan hastane kıyafeti dağıtıyolar :)
Her karakteri ayrı bir olay,hangi birinden başlasam bilemiyorum.Ama en başa Tufan'ı almasam heryerden adımı siler diye korkuyorum.Tufan'a birisi müzik güzel şeydir ama sen yapmadığın sürece deseydi bari de bizde bu acıyı çekmeseydik.Gurbetçi gençliğinin müzik aşkının bu denli sert olmasının sebebi hep İsmail YK ve o ekolden geliyor.Kardeşi Cennet bile rakip müzisyen için tezahurat ettikten sonra Tufan'ın yerinde olsam o dk'dan sonra müziğin m'sini ağzıma almazdım.Melike annesi Kazibe ve dedesi ayrı bir olay zaten,Kazibe'nin ege şivesi (sanırım Ege emin değilim) ile Alman aksanını harman etmesi çok samimi olmuş.Almanya'da yaşayan gurbetçi bir ailenin özünden de kopmadan ama bulunduğu ortama da ayak uydurma çabası sonucu ortaya sevimli bir anne çıkarmış.Ama aynı şeyi Tufan'ın kulağa o itici gelen Alman aksanlı garip Türkçe'si için söyleyemeyeceğim.Artık Türkiye'ye geldikleri için o Türkçe'nin kısa bir zaman sonra yerine oturacağını düşünüyorum.Sonlarının Türkçe'yi bunca zamandır bir türlü düzgün konuşamayan Meryem Uzerli gibi değil de Serkan Çayoğlu gibi olmasını imit ediyorum.
Aşk doktorumuz Tahsin hakkındaki ilk izlenimim,Melike'nin bu aşk oyunun da en büyük destekçesinin Tahsin olacağını düşünüyorum.Öyle de olmalı zaten,çünkü bu ikili bir araya geldikleri çok sevimli diyaloglar ortaya çıkıyor.Tahsin'i oynayan Mesut Yılmaz'ın daha düne kadar hafızamızda en güzel yere sahip karakter Adem/İblis rolünde olduğunu neredeyse unuttum.Bir oyuncunun bir rolü bu kadar çabuk üstüne giyeceği şahsen bana kolay değil gibi geliyor.
Veyhasılı kelam ilk bölüm izlenimlerini bence şimdilik burada noktalayalım.Haftaya Çırağan'ların evine atom bombası gibi düşen Kazibe'nin olaylar olaylar dedirtecek hallerini izleyeceğiz.Bakalım bu durum Mehmet ve Melike'yi yakınlaştıracak mı?Zira bu ikili son sahnelerde minik de olsa duygusal bir yakınlık içerisine girdiklerinde ikili arasındaki elektrik ne yalan söyleyeim ekrandan bana baya bir geldi.O yüzden bu ikilinin tatlı sert atışmalarını izlemek benim baya baya hoşuma gidecek.
Umarım haftaya görüşürüz.Sevgiler...
Yorumlar
Yorum Gönder