NELER OLDU NELER "İnadına Aşk"
Yalın, çoğu gencin hayalindeki hayatı yaşayan bir genç adam,yakışıklı,zengin,akıllı,e daha ne olsun..Ama tek bir eksiği var anne sevgisi.Daha küçük yaştayken kendisini ve kardeşini bırakıp giden annesine olan hem sevgisi hem de büyük bir kızgınlığı var.Hiçbir sebep bir annenin çocuklarını bırakıp gitmesine sebep değildir ve Yalın da bunu düşünerek annesine olan kızgınlığını dizginleyemiyor.Küçük bir çocuğun anneye en ihtiyaç duyduğu yaşlarda (yaş ne olursa olsun annesizlik her yaş için zordur) yanında olmaması hali ile ilerleyen zamanlarında da onun defosu haline dönüşmüş.Özellikle Defne ile olan ilişkisinde,aşka bakışını hepimiz hatırlarız.Defne'nin onu birgün terkedeceği düşüncesi ve içinde bu korkunun varolduğu,kendisinin de dahil aşkın bitebileceği,bütün bunlar annesizliğin getirmiş olduğu duygulardı.Yalın o inanmadığı,birgün biteceğini düşündüğü aşk ile bütün bunların üstesinde fikrimce gelecekti,zamanla bu durumu göreceğiz.
Defne de sevdiği adamın bu defosunu en iyi bilenlerden,onun korkularının en yakın şahidi ve yardımcısı.Defne,Yalın'ın içinde yaşadıklarını bilip asla geri planda izleyemezdi,harekete geçmesi lazımdı,bunun için kendince plan yaptı.Ama yine eline yüzüne bulaştırdı mı desek yoksa Defne balı ile işin içinden çıkacak mı desek bilemedim.Biricik görümcesi ile kayınvalidesinin izini süren Defne tam da ayağına gelen fırsatı kaçırmadı ve bu işi bir bilene devretmek gerek düşüncesi ile anneyi bulma operasyonunu İblis'e devretti.İblis bu,onun elinden bir uçan bir de kaçan kurtulabilirdi.Meşhur kaçak anneyi çuvala koyup Defne'nin kapısının önüne bırakıverdi.Ve işte asıl olay bulmakta değil,bulduktan sonra başlayacaktı.Yalın, annesinin adını bile duymaya tahammül edemezken,ondan bahsederken bile gözlerinden alev fışkırırken,Defne'nin "anneni buldum" demesi kadar sarsıcı bir olay olamaz sanırım.
Günlerdir Defne'nin karıştırdığı haltların farkında olup bir kenardan sessizce bütün bu garip tavırların altından ne çıkacak diye bekleyen zeki Yalın,sonunda kutusuna giderek olayı çözdü.Defne'nin bu kadar ileri gideceğini bence o da kestiremedi,çünkü Yalın, annesi ile henüz yüzleşmeye hazır değildi.Ama Defne'ye göre acılarımız ile ne kadar çabuk yüzleşirsek yaralarımızda o kadar çabuk kapanacaktı.Defne'ye göre bu yara kapanmadan Yalın ile tam anlamı ile mutlu olamayacaktı.Bu sebeple en kısa zamanda yüzleşme olmalıydı,ama umduğunu bulabilecek mi?İşleri düzelteyim derken daha da mı karıştıracak?Ilerleyen zamanlarda bütün bunların cevabını alacagız.
Gelelim straplez meselesine :) Olaya Yeşim açısından bakarsak,hayatı boyunca kısmetse bir kere giyecegi gelinliğini kendi isteklerine,hayallerine göre şekillendirmek onun en doğal hakkı ve sonuna kadar da bu konuda haklı,Çınar Yeşim'in nasıl biri olduğunu bilerek sevdi ve her genç kızın hayalini kurduğu o günü bıraksında sevdiği kadın hayalince yaşasın.Ama bu konuyu her iki tarafta fazla abarttı çünkü seven insan bir orta yol bulurdu.Ben bütün bu sorunları ekmeğin olmamasına bağlıyorum :) Adam o gun doğru düzgün kahvaltı yapsaydı bu sorunlar olmazdı :) Ekmek yedi yemesine ama daha kan beynine ulaşamadan straplez gelinliği gördü ve olan oldu.Bu evlilik yolunda ufak tefek daha çok sorunlar olur ya hadi hayırlısı.
Yarın ki bölümü izleyip neler olup neler olmayacak göreceğiz ve bölüm sonrası görüşmek üzere...Şimdiden iyi seyirler
Yorumlar
Yorum Gönder