SEN ANLAT KARADENİZ 11.BÖLÜM YORUMU
''Ne yana baksak denizdi, maviydi, ışıktı
sonra bir çaresizlikti zifiri, akıntıya kapılmış gemiler gibiydik...''
Tahir'in de yaşadığı çaresizlik tam da bu dizedeki gibi, zifiri...İçine düştüğü çaresizlik ona hiç istemeyeceği şeyleri yaptırmaya başladı.Çok dayandı, sabretti, sevdiği insanlara zarar geldi yine dayandı.Çünkü hep tutunacağı bir dayanağı oldu,Nefes oldu Yiğit oldu, ailesi oldu.Herşey ve herkes bu kadar üstüne gelmişken, sevdiklerini bile sevdiklerinden korumaya çalışmışken esas düşmanından koruması onun için daha da zorlaşmıştı.Üstelik bu sefer karşılıklı savaştığı da bir düşman değildi.Nefes'in geçmişte yaşadıklarını bir çırpıda kafasından alıp yok edememek Tahir'i delirten nokta oldu.Üstelik Nefes onu daha önce uyardı, ''kime anlatsam bana deli dedi, biliyorum sen demezsin ama delirirsin'' demişti ve öyle de oldu.
Nefes'in geçmişte yaşadıklarını tahmin etmek bile zorken Tahir'in o yaşanılan acıların birazını duyması onu o zifiri karanlığa itti...Asıl önemli olan da 8 sene o cehhennemde yaşamış Nefes onu sakinleştirmeye çalıştı,çünkü artık onlar ben demiyorlardı biz diyorlardı.Tahir ve Nefes bir de Yiğit, 3 kişilik bir aile olmuşlardı bile ve aile dediğin birbirini anlar destek olurdu.Nefes de o an kendi acısını unutup acısına acısıymış gibi dertlenen Tahir'e merhem oldu.O öyle güçlü bir kadın ki yaşadıklarının bir başkasını etkilemesine bile kıyamadı.Ama kimsenin duymaya bile tahammül edemediği şeylere o dayandı.
Ve o cehennemde sabretmekten ve sevmekten asla vazgeçmedi.''Tahir gibi sevmek'' dedik, adam güzel seviyor vesselam dedik ama Nefes'e çok haksızlık ettiğimi bu bölüm daha da çok anladım.Yaşadığı o acılarla bırakın bir erkeği sevmeyi insanlara olan güveninin bile olmaması, belki de etrafa kin kusması gerekirken o hem kendi yaralarını sarmaya hem de sevmeye devam etti.Tahir'in onun için ''gebermesi'' ne kadar hoşuma gittiyse Nefes'in de Tahir'e kıyamamaları bir o kadar hoşuma gidiyor.Tahir'i ve Yiğit'i izlerken ''bu adamdan Yiğit'e abi de olur baba da olur'' manasındaki bakışları onun halâ sevgiye olan inancının göstergesi...Bir erkeğin ağzından güzel aşk sözleri duymak çok hoşumuza gidebilir ama bu şartlarda ''Nefes gibi sevmek'' cümlesinin de anlamının çok daha manâlı olduğunu düşünüyorum.
Kimi Tahir olur sever kimi Nefes olur, kimi de Mercan olur.Kollarını jiletlediğini gördüğümde kulağımda Nefes'in hastanede ona söyledikleri vardı.''Vedat beni sevdiğini söyledi beni kesti, sen Tahir'i sevdiğini söylüyorsun kendini kesiyorsun, sevgi böyle bişey değil'', evet sevgi böyle birşey değildi ama Mercan'ın tarafında da işler hiç de öyle kolay değil.Sadece şiddetle değil cehaletle de savaşıyor.Savaşıyor Mercan için şuan pek uygun durmasa da savaşacağına inanıyorum desem daha doğru olur.Onda ipini koparsa herşeyi yapacak bir delilik görüyorum.Belki yakın zamanda bi Nefes olup umutsuzluktan umut yaratmasını, kötülüklerden güzellikler doğurmasını bekleyemeyiz ama zamanla onları da başaracağına inancım sonsuz.
Herkes kendince birşeylerin sınavını verirken Berrak'ta vicdan sınavına tabi tutuldu.Bir yanda Nefes bir yanda ailesi, durumu tam olarak yukarı tükürsen bıyık aşağı tükersen sakal.Ama o bu çaresizlik içinde bile vicdanının sesini dinlemeye başladı.Nefes'e daha fazla kötülük edemezdi, gözünün önünde tertemiz iki yürek vardı.Yiğit ve Nefes, üstelik Vedat'ın onlara yaptıklarını şuan için en iyi anlayan kişi, muhtemelen bana bunu yapan Nefes'e 8 sene neler yapmıştır diye düşünmüştür.Bir nevi kader ortağı.Ve tüm tehditlere rağmen vicdanının sesini dinleyip Vedat'ın dediklerini yapmadı.İsterdim ki devamında da Mithat'a herşeyi anlatsın, onlar anlamayacak insan değiller.Bir hâl çaresi bulunurdu.Şimdi parmak izi ile herşey ortaya çıktığında açıklayacak yüzü de olmayacak gibi.Çünkü ona bu şans fazlası ile tanındı...
Şimdi gelelim benim için önemli olan konuya;Asiye, o sevip bağrımıza bastığımız Asiyemiz beni bu bölüm çok sinirlendirdi.Deli Tahir'e Vedat'ı vurması için gaz vermek nedir? Yengesin sen, hatta ondan önce ablasın herşeyde destek oluyosun ne güzel ama bunda da destek olma be.Tamam Asiye de azucuk deli, gözü dönünce kendi kocasına bile silah sıkan bir kadın ama Vedat ölüp Tahir hapise girdiğinde herşey çok mu daha güzel olacak.Tahir'in elini kana bulaması kimin içini rahatlatacak.En başta Tahir böyle bir vicdan yükünü kaldıramaz kendisine gelemez diye düşünüp ona göre ablalık etmesi gerekirdi...Bir yan da Osman Hoca, bilip de demeyenlerden, ses çıkarmayanlardan ama onun durumu başka bence.Tahir'i tövbe namazı kılarken farkettiğinde bence zaten anlamıştı onun birini öldüremeyeceğini, o yüzden engel olmadı.Tahir'i iyi tanıyor ve biliyor ki Tahir ne olursa olsun bir cana kıymaz.Onun içindeki Allah korkusunu en iyi bilenlerden.Ve Tahir camiden çıkarken arkasından baktığındaki rahatlığı da bence bu yüzden...
Ve hep beklediğim Nefes'in psikolog sahnesini sonunda izledik.Merakla bekledim çünkü;Bu Nefes'in kırılma noktası olacaktı.Çünkü Nefes ''anlattığım kişiler bana deli dedi'' korkusundan kaçıp kendi gerçeklerini inatla ve umutla anlatmaya başladı.Yine varsın deli desinler ama ben yine de anlatayım deyip kendisi ve oğlu için büyük bir adım attı.İnsanın yaşadıkları kötü olayları sesli dile getirmek hiç de kolay değildir.Hele ki anlaşılmayacağını düşündüğünde bu korku on katına çıkar.Bunu daha önce denemiş ve başarılı olamamış Nefes her zaman olduğu gibi pes etmedi.Nefes ve doktor sahnesi benim için bölümün en iyi sahnesiydi ve bu sahnelerin ileri ki bölümlerde devam edeceğini ümit ediyorum.
Tahir ilk defa Nefes'ten şiddet dışında bir de tecavüz kelimesini duydu.Bir de benim de en başından beri düşündüğüm Yiğit'in tecavüz sonucu doğan bir çocuk olmasının Nefes üzerindeki etkisiydi.Evet sığındığı tek limanı Yiğit ama daha 17 yaşında o acıları yaşayıp yine aynı acıların meyvesi olan Yiğit'i hemen bağrına basabilmiş miydi? Haftalardır düşündüğüm sorunun cevabını aldım.Nefes'in kusursuz kişiliğinde zaten aksi bir durumun olmasını düşünemezdik.Ve esas mevzu da bunları duyan Tahir'in Nefes'i daha çok anlaması.Şimdiye kadar Nefes her ağlayacak omuz aradığında kollarını rahatlıkla açtı ama ilk defa Nefes'in yaşadığı tecavüzü bizzat ondan duyması onu sarstı.Ya o sarıldıkları anlarda bri an bile olsa Nefes'e Vedat'ı hissettirdiyse, ya o güzel anılar biriktiren adam Nefes'in ufacık da olsa anılarının bir yerinde Vedat ile aynı kefede olmuşsa, Tahir işte buna dayanamazdı.Dayanamadı da zaten...
Bizim deli Tahir gözlerimizin önünde bildiğin tasarlayarak adam öldürmenin ucuna geldi.Herkesten helallik aldı.Saniye ve Mustafa'ya bu kadar iyi olması birazsinir bozucu olsa da anadır atadır dedik bağrımıza bastık.Ne Saniye'yi ne de Mustafa'yı Tahir de affetse Asiye'de affetse ben affetmeyeceğim.Asiye'nin Saniye'ye zorla özür diletmeye çalışması da çok gereksiz, çünkü kendisi düşünüp, akıllanıp ben ne ettim demeyen insan bir başkasının zoru ile gidip özür dilese ne yazar.Mustafa'nın da Saniye'nin de akıllanacağına dair artık umudum kalmadı...
Onlar çoktan bu yaptıkları ile tüm Sürmene'nin ağzına sakız oldular bile ve Yiğit de bu ağız da sakız olunan mevzulardan payına düşeni daha okulunun ilk gününde aldı.Çocukların dünyası gerçekten acımasız, sınıfta sınıf değil sanırsın Çarşamba Matinesi.Burda kafamıza şu dank etmeli ki;çocuktur canım ne anlar ki deyip yanlarında konuştuğumuz herşey aslında onlar tarafından gayette güzel kayıt altına alınır.Ve olmadık yerde o kayıt başa sarılıp dinletilir.Yiğit bunların hiçbirini bilmeyen tamamen saf ve güzel sevgi ile büyüyen sevgi dolu bir çocuk, o öyle boynunu büktüğünde yanında olup sarıp sarmalama isteğine engel olamadım.Ama Yiğit annesinin oğlu, o asla pes etmez, hepsi ile alim Allah başa çıkar.
Son sözde özetle;Vicdan ve merhamet sahibiyseniz bu inancınız sizi doğruya götürür yanlış yaptırmaz.Tahir de o kadar vicdanlı bir adammış ki Allah onun bu vicdan yükü ile yaşamasına engel olmak istemiş.Vedat her ne demişse bile bu Tahir için zaten yapamacağı bir şeyi en büyük sebebi olmuş.
Haftaya görüşmek üzere...
Yorumlar
Yorum Gönder