SEN ANLAT KARADENİZ 14.BÖLÜM YORUMU
''Ellerimle tutarım da
Gök üstüne yıkılsa
Yaralarım sararım da
Haram bize bu sevda
Selam ettik belaya da
Ah demedik yanmaya
Yemin ettik yanarsak da
Nasip deyip susmaya''
Nefes ve Tahir için ne de güzel yazılmış sözler..Biraz umut var biraz acı, tıpkı onlar gibi, yaşadıkları acıların içinde umutlarını hiç kaybetmeyen ve birbirlerine umut olan iki yürek.Nefes Tahir'in elini uçurumun kenarında tutup atladıklarında zaten güvenmişti bu deli adama, birbirlerini bırakmayacaklarını, birbirlerinin kaderi olduklarını o da biliyordu.Şimdi üç kişilik aile oldular, Tahir Yiğit'i kendi kanından olsa ancak bu kadar güzel sevebilirdi.Zaten sevgi kan bağı da gerektirmezdi ki...
Hani birini özlediğinde derler ya ''burnumun direği sızladı'' diye, sevdiğin insanın kokusunu özlemektir o aslında, belki zamanla tüm anılar unutulur ama sevdiğinin kokusunun hissettiğin an da tüm anılar yerini bulur.Tahir ve Nefes de Yiğit'in kokusunu içlerine çekerek onunla olan anıları hatırlayıp yanlarında hissettiler.Sevdiğinin kokusunu çekmek bir olmak demekti çünkü...
Yiğit'i Vedat'a kaptırdıktan sonra bu durumun neredeyse tek sorumlusu olarak Nefes ve Tahir'in sözde gayri ahlâki birlikteliği oldu.Mahalle baskısı olsun elalem ne der gibi sözler olsun her yerde her zaman olduğu gibi burada da baş gösterdi.Zaten başından beri vardı ama belki sonucu ilk defa bu kadar ağır bir resmiyet kazandı.Nefes ve Tahir hukukun önünde de bir nevi ahlâksız olmuşlardı ve Yiğit bu yüzden gitmişti.Tabi bunun için de tek çözüm Tahir içinse ölüm olan birbirlerinden uzak durmaları.Nefes Tahir'in damarını, huyunu, suyunu o kadar iyi biliyor ki onu sakinleştirmenin en güzel yolu Tahir'e artık üç kişilik yenilemez takım oldukları değil de çekirdek aile olduklarını söylemekti.Çünkü onlar artık takım değil biz oldu, aile oldu.Yiğit için en az kendisi kadar acı çeken,en az onun kadar seven Tahir'i Yiğit'in babası olarak gördü.Çünkü baba dediğin korurdu,severdi ve Tahir de tüm bu baba olmanın vasıflarını taşıyan en iyi adamdı.Ve Nefes'in oğlumuz için deyip bir nevi ''az sabret güzel günler bizi bekliyor'' demesi Tahir'in gardını düşürüp elindeki çakıyı Nefes'e vermesi ile hasratelik çekmeye hazırım demesi de böyle oldu.
Tahir bir yan da Yiğit'in hasretini çekerken bir yandan da Nefes'in hasretini çekmekle resmen cezalandırıldı.Nefes'ini göremediği her an yine Karadeniz'e baktı,hasretinden geberdi. Ama artık Tahir'in Nefes özlemi Karadenizle bile geçecek bir özlem olmaktan çıktı.Zaten sabırlı bir adam değil ki, ama onun sabrı Nefes'i görene kadar.Onu dizginleyen, sabretmesini sağlayan sadece Nefes ve Nefes olmadığı sürece Tahir'in ne Nefes'e ne de başka birşeye sabretmesi pek de kolay değil.
Bir yan da Tahir'in naif sevgisi diğer tarafta Vedat'ın sapkın sevdası.Daha çocuk denecek yaşta Nefes'e göz koyan Vedat söylemekten de yazmaktan da hiç hoşlanmasam da Nefes'in kadınlığına ya da kaşına gözüne değil, tıpkı Tahir gibi o da Nefes'in içindeki güce hayran.Onun herşeye rağmen boyun eğmemesine, başkaldırmasına, yaşadığı ve kendisinin de ona yaşattığı onca eziyete rağmen yine ona ''gitmemesine'' aşık.Ve Nefes bu sefer hiç olmadığı kadar daha güçlü, Vedat'a daha öncede hiç boyun eğmedi ama Vedat yakından da onun gözlerindeki hiddeti ve pes etmeyecek güçlü o kadını gördü.Ama Vedat bu kaçmayı,kovalamacayı, akıl oyunlarını çok sevdiği için bu durum onu daha da ateşlendirdi.Her zamankinden daha da çok istedi Nefes'i...Vedat'ın bu psikopatlığının küçüklüğünde yaşadığı travmalara bağlıyoruz ama hiçbir travma Nefes'e yaptıklarını ya da Yiğit'e yaşattıklarını benim gözümde yumuşatmıyor.
Arkadaşları ile sokakta oyun oynarken çocukluğu Vedat tarafından çalınan ve karanlığa hapsedilen bir Nefes ve bir yanda da ona çalınan çocukluğunu yaşatmaya and içmiş Tahir.Tahir Nefes'in yaşayamadığı çocukluğu oldu demiştim hep, hatta genç kızlığı, Tahir'de kaybettiklerini buldu, belki elini ilk tutan Tahir değildi ama ilkmiş gibi oldu hep, çünkü Vedatlı kısımlar gerçek değildi.Nefes Tahir'i gördüğünden beri gerçekten nefes alıyordu ve hayata aslında yeniden başlamıştı.Bu sebeptendir ki Tahir aslında Nefes'in ilk elini tutanı, ilk gözlerine sevgi ile bakanı, ilk onu sarıp sarmalayanı,o yüzdendir ki göğsüne sığanı,sığınanı...
Nefes'in de dediği gibi Vedat oyunlar oynamayı seviyor ve bu sefer kendi silahı ile kendisini vuruyor haberi yok.Nefes ve Tahir'in sözde ahlâksız ilişkilerini ortaya çıkarayım derken hem onları daha büyük bir adım atmaya zorladı hem de Nefes'in travmasını tekrar gün yüzüne çıkardı.Belki fiziksel şiddet unutulur, vücudundaki yaralar geçer ki Tahir Nefes'deki tüm yaraları iyileştirdi ama Nefes'in ruhundaki yaralar çok daha derindeydi.Nefes bile bunların farkında değildi uzun zamandır.Taki Vedat'ın tuttuğu adamlar ona saldırana kadar.Bu olay ile tecavüzün ruhunda açtığı yara kanadı aslında, can olduğu ama yâr olmama dediği adama neden yâr olmayacağı gerçeği ile yüzleşti.Kanadıkça kanattı, sözleri ile kendisini de Tahir'i de acıttı.''Vedat'ın artığı'' sözü aslında Nefes'in içindeki yaranın nasıl da büyük ve travmatik olduğunu gösterdi.Vedat gibi bir pisliğin yatağından çıkıp gün gelip Tahir'in tertemiz koynuna girmek Tahir'i kirletmek diye düşündü.Kendisi zaten bu düşünce ile savaşıyordu ama hep Tahir'e söylediği ''kıyamıyorum'' demesi tam da bu demekti.Vedat'ın pisliği ile Tahir'i de kirletmek istemedi hiç, sevdi Tahir'i çok da seviyor ama gün gelip öpmek,koklamak istediğinde ruhundaki kir Tahir'e de bulaşacaktı belki.
Ama Tahir hiçbir zaman Nefes'e ''artık'' gözü ile bakmadı.Nefes'den gelecek herşeye zaten varım dedi.Onu gördüğü ilk an da da nefesi tutulmuştu halâ da değişen birşey olmadı yine yine her baktığında, Nefes her yanı başında olduğunda nefesi kesilecek gibi oluyordu zaten.Farkında bile olmadan aslında sevgisi ile Nefes'i iyileştirdi.Ama daha Nefes'in içindeki o tecavüz travmasına ait kalıntılara dokunamadı.Tüm bunlar daha çözülememişken Nefes'in ve Tahir'in bu tarz bir evlilik yapmalarını istemezdim.Evet birbirlerini seviyorlar, bunu ikisi de birbirlerine çok da güzel ifade diyorlar.Ama tüm bu zorluklardan yavaş yavaş, Nefes'in içindeki acıyı beraber dindirerek bu yola devam etseler daha da güzel olur düşüncesindeydim.Evlenseler birşey mi değişecek? hayır tabiki, Nefes yine aynı Nefes, Tahir yine aynı Tahir olacak.Sadece evlilik olayının böyle bir sebep ile ortaya atılması benim için biraz üzücü oldu.
Onların yapacağı aslında formalite evliliği değil tabiki, zaten birbirlerini sevdikleri için beraber yanmaya cesarete ettiler diyelim biz ona.Daha öncede dedim, onlar beraber yanacaklar ama küllerinden çok daha güzel doğacaklar.Nefes de Tahir de ben de umudumu kaybetmiyorum.
Ve tüm Nefes'ler...Göğe bakın, aya bakın,çünkü karanlığın içindeki aydınlık taraftır ay,karanlığın içindeki umuttur ay ve umudunuzu kaybetmeyin.
Ve tüm Nefes'ler...Göğe bakın, aya bakın,çünkü karanlığın içindeki aydınlık taraftır ay,karanlığın içindeki umuttur ay ve umudunuzu kaybetmeyin.
Haftaya görüşürüz... Sevgiyle.
Yorumlar
Yorum Gönder