AŞKA İNAT ... ''İNADINA AŞK''
Dizimizin adına İnadına Aşk dedik demesine de bu kadar inadın aşkı bitireceğini de birinin bizim bu inat aşıklarımıza söylemesi lazım.Hangi aşka kafamızı çevirsek hepsi ayrı bir sorun,hepsi ayrı bir inat abidesi,sanki inatlaşmada birbirleri ile yarış halindeler.İsteğim şu ki Süreyya bey amcanın hepsini karşısına alıp bi höyt demesi,birinin onların aklını başına getirmesi lazım ve bu işi en iyi onun ve Meftune ablanın yapacağını düşünüyorum.
Başta Yalın ve Defne ikilisi,inatlaşma işini nöbet sistemine çeviren bu çift inat sırasını Yalın'a devretmiş durumda.Bu kalas fındığına kıyamaz,yelkenleri indirir dedik ama o iş o kadar da kolay olmadı ve bu gidişle kolay da olmayacak gibi.Biz Yalın'a kalas,odun ve bilumum orman mamülü derken adam bildiğin katır çıktı.Sevdiğinden bile vazgeçecek nasıl bir inattır bu,tamam anladık yalan iyi bişey değil ve sende buna katlanamıyosun,belki de Defne'nin bu konuda değişebileceğine dair ümidin yok ama insan hiç mi esnek olmaz,hiç mi çaba harcamaz.Hani birbirlerine diyorlar ya iradenle savaşmanı izlemek çok zevkli,valla bu sefer benim için aynısından diyemedim.Yalın'ı bu davasında sonuna kadar haklı görsem de sanırım ikisini bu halde görmeye katlanamıyorum.Neyse ki aşkın ve Defne'nin çekim gücüne güvenim sonsuz da bu işin çok da fazla uzayacağını sanmıyorum.
Bir türlü ilişkilerinde aşama kaydedemeyen Deniz ve Ezgi ikilisini ne yapmak lazım.Yılların çapkını Deniz duruldu,uslandı, güzel bir aşka yelken açtı derken,bizim kız deyip bağrımıza bastığımız Ezgi en delisi çıktı.Bir an da atarlanıp karşısında duran mülayim Deniz'i bile delirtmeyi nasıl başarıyor cidden şaşıyorum.Defne'nin değişmesi gerek derken bence en başta en acilinden Ezgi'nin değişmesi lazım.
Değişim demişkende en baştan beri en çok değişim geçiren kim diye sorsam hep bir ağızdan Toprak diye bağırdığınızı duyar gibiyim.Değişimden de öte adam resmen evrim geçirdi,sevdiği kadını daha önce kaybetmiş bir adamın eline geçen ikinci şansı kaybetmemesi için verdiği bu çabayı takdirle ve hayranlıkla izliyorum.Sanırım bu konuda diğerlerine akıl vermesi ''bakın sevdiğiniz kadınlara sahip çıkın,kaybetmeyin sonra çok pişman olursunuz'' demesi lazım ama şimdilik o kendi şansını kaybetmeme sevdasında.
Çiftlerimiz bizi inatları ile bu kadar delirtip geriyorken Allah'tan Adem varda azıcık nefes alıp keyifle onu izliyoruz.Yavaş yavaş tüm karakterlerimizi bittu kestuk ile etkisi altına aldığını izlemek nasıl da eğlenceli,bir taraftan İblis bir taraftan Adem karakterine geçişler,arada bağlantı koplamaları izlerken keyiften dört köşe yapıyor.
Çınar ve Yeşim evlilik öncesi yaşanabilecek tüm sendromları yaşarken bir yandan da aşklarından asla ödün de vermiyorlar.Hem kavga edip hep güzel aşk yaşama konusunda onlarda Yalın ve Defne'ye ders verseler fena olmaz valla.Düğün öncesi sendrom diyoruz ama bunun bir de düğün günü yaşanacak sorunları olduğunu sanırım hepimiz tahmin edebiliyoruz.Başta Yalın'ın düğüne gelmemesi gibi bir sorun ile karşılaşacaklar ve bakalım bu sorun başka nasıl olaylar ortaya çıkartacak.Belki de daha da sürprizli olaylar olacak kim bilir.
Yalın ve Defne'nin bu inatlaşmalarının Çınar ve Yeşim'den daha önce nikah masasında sonlanacağını düşünen sessiz çoğunluğun sesi olmak istiyorum.Eminim ki özellikle o asansör sahnesinde Yalın'ın Defne'ye nasıl baktığını en içten hisseden bir tek ben değilimdir diye düşünüorum ve o bakışın daha da Defne'den kopacağını sanmıyorum.En kısa zamanda bu ikilinin yıldırım nikahı ile evlenmelerinin kaçınılmaz bir son olduğunu düşünüyorum.
Asansör sahnesi demişken evet benim en çok etkilendiğim sahne o sahneydi.Yalın ve Defne ikilisine hayat veren Can ve Açelya sanırım şuan ekranda olan çiftler arasında en gerçek hisseleri bize ulaştırabilen çift olma özelliğini taşıyorlar.Birbirlerine bakışlarındaki o anlam cidden o kadar duygu yüklüydü ki hala o özlem dolu bakışlar aklıma geldikçe yüreğim Karadeniz gibi kabarıyor.Onlar her hafta bir önceki haftanın üzerine kat kat artan performanları ile ilerlerken bende onlara olan hayranlığımı her hafta kat kat daha da arttırıyorum.
Son söz olarak sevgili senaristlerimize;sizin kaleminize (hala eski tabir kalem diyorum sanırım artık klavye demem lazım) o kadar çok güveniyorum ki her hafta Tv karşısına büyük bir keyifle geçiyorum.Tamam güveniyorum ama şu Yalın'ı azıcık yumuşatsanız bu kadar sert olmasa bir yerde error verse de Defne hemen fırsatçılık yapsa diyorum :)
Tüm emeği geçen herkesin ellerine yüreğine sağlık,haftaya belki de büyük kavuşmalı ve bol inatlaşmalı bölümde görüşmek üzere sevgiyle....
Yorumlar
Yorum Gönder