HERŞEYE RAĞMEN SEVMEK...''İNADINA AŞK''
''Biz bir yolculuğu anlatıyoruz''...Sevgili senaristimiz Ferda hanımın söylediği bu sözü,başta Yalın ve Defne'nin bir türlü barışamaması ile ilgili tepkilerini dile getiren,yazılara döken kişilerinde duyması ve anlaması için buraya yazarak sözlerime başlamak istiyorum.
30 yaşını 2 geçe, yaşlanmaya doğru daha da yaklaşmış biri olarak belli bir yaş grubuna öğüt verme yetkisini kendimde bulmakla beraber diyorum ki;sevgi,aşk diye adlandırdığımız duygularımız ne kolay elde edilen ne de kolay yaşanılan şeylerdir.İki insanın birbirine aşık olması o aşkı belli bir rutinde sürdürebilecekleri anlamına gelmez,gelemez.İlişkileri ayakta tutan şey ise 1G3S (Güven,Sevgi,Saygı,Sadakat) kuralıdır.İlişki içerisinde de bu kurallar ile ilgili testlerden geçer,not ortalamasını yükseltir,sonunda da mezun olur diplomayı elimize alırız.
Bu sebeple Yalın ve Defne'nin ilişkisi belli testlerden geçmekte olup aslında her yaşadıkları sıkıntı da farkında olmadan ilişkilerini sağlamlaştırıyorlar.Daha yolun başındalar ilk aşama olan güven testinden geçiyorlar,daha bunun sadakat testi en sancılı olan aşamasıdır :) Yalın,Defne'nin onun için yaptıklarını görmeyecek kadar annesine öylesine nefretle dolu ki,aşık olduğu kadını gözü görmeyip belki de hayatı boyunca pişmanlığını duyacağı hataya doğru sürükleniyor.Ama Yalın bu, yaptığı hatadan,sevdiği kadının aslında onu sevdiği ve düşündüğü için bütün bunları yaptığından,söylenen yalanlarında aslında pembe renk dediğimiz yalan kategorisine girdiğinin elbet farkına varacak ve o zaman da rüzgar Defne'den yana esmeye başlayacak.Rüzgar tam manası ile esti diyemeyiz ama Yalın duygularının,ne hissettiğinin anlaşılması ile kendiside nasıl kör bir yanlışın içinde olduğunun idrakına daha yeni varması ile annesine ve dolayısı ile de Defne'ye bir adım attı.Evet, annesine giderek hem Yeşim'e hem de Defne'ye yaptığı haksızlıktan ve bencillikten kıl payı dönüş yaptı.
Defne'nin etkisine daha fazla dayanamayan,git gide savunması düşen Yalın,yine ilk yakınlaştıklarında kendisinde karadelik etkisi yaratan Defne'ye doğru çekilmeye başlıyor.Yeşim'in alt yapıyı oluşturması ile evi yerleştirme işine girişen Yalın ve Defne,resmen nefes almayı unuttuğum sahnelere imza attılar.Hadi öp öp öp barışın artık bitsin bu ayrılık diyemeden daha doğrusu demek için sesim çıkmıyorken bir an da bittu kestuk durumuna geliverdiler.Bir alev gibi parlayıp yine aynı hız ile alevin üstüne toprak atılmış gibi kalakaldılar.Ama Yalın sanki daha bir yumuşamış gibiydi,Defne'ye haksızlık ettiğinin az da olsa yeni yeni farkına vardığını gözlerinde hissestiğimi belirtmeden edemeyeceğim.Her zaman söylediğim sözü yinelemek istiyorum;Yalın'ın Defne'yi yüreğinin içine hapsedecekmişcesine sarıp sarmalaması görüp görebileceğim en güzel görüntü olarak hafızama kazınmış bulunmakta.O özlem,aşk,acı hepsinden bir tutam olan sarılmayı büyük bir kavuşmanın da artçısı olarak görüyorum.Yanındayken yakın olmaktan kendini alıkoyamayan ama sevdiğini haykıramayan sevgili kalasımız,vitaminini alınca Ferhat olup aşkını haykırıyo,haykırıyo da karşısında olan Toprak ve Çınar Barutçu'ya yapmış olduğu bu haykırış Defne Barutçu'ya yapılmış sayılmıyordu.Haftalardır içinde tuttuklarını bu bölüm her yönü ile haykıran Yalın,bir tek Defne'ye onu ne kadar özlediğini söyleyemedi.Bu özlemin son bulması da artık an meselesi.
Yalın ve Defne ilişkilerindeki bu sorunu aşmaya çalışırken sessiz ve derinden ileryen Yalın ve Yeşim kardeşler arasındaki anne sorunu ya da şöyle söyleyim,Yeşim'in annesini bulduktan sonra,gözlerini tüm gerçeklere kapaması ve Yalın'ı anlamaya bile çalışmayıp bencilce hareket etmesi iki kardeş arasındaki en büyük sorundu.Yalın haftalardır Defne kızgındı bütün sinirini ondan çıkardı ama bir yandan da Yeşim'e olan öfkesi vardı.Aslında Yalın'ın eve gitmemesindeki en büyük sebeplerden biri de Yeşim'le birarada olmak istememesinden kaynaklanıyordu.Ve bu duruma yine Defne el atarak Yeşim'i hayal dünyasından gerçeğe döndürmeyi başardı.Abisine karşı yaptığı hatanın farkına geçte olsa varan Yeşim,annesi ve abisi arasında mecburi bir seçim yaparak ''benim ailem sensin'' dediği abisi için annesini geri plana itti.Belki de baştan abisini düşünüp hareket etseydi tüm bunlar olmayacaktı.Yalın ne dedi;''bana neden sessize alınmış telefon muamelesi yapıyosunuz'' bu demek oluyor ki haftalardır dediğimiz şey,Yalın'ın tek isteği biraz da olsa kaale alınmak,sevdiği insanlar tarafından düşünüldüğünü hissetmek istedi.Ama işte geçte olsa Yeşim bunun farkına vardı,varmasına ama olan Yalın ile Defne'ye oldu.
Bu bölüme damgasını vuran ve aslında haftalardır senaristlerimizin bize anlatmaya çalıştığı şey;bir insanı hatası ile de sevmek...Zaten tüm çiftlerimizin yaptığı yanlış da bu değil mi?Mesela Toprak ve Leyla çifti birbirlerini oldukları gibi kabul etmeyip ufacık bir sorunda bile yapılanlara razı olamamaktan kaynaklanan sorunları,Ezgi ve Deniz çiftinin güvensizlik üzerine kurulu ama özünde Deniz'in de Ezgi'yi bu hali ile kabul edip etmemesi,ilişkilerin başlıca sorunları arasında.Birini sevmek mi önemli yoksa hatasına rağmen sevmek mi? İşte en büyük mesele de buydu.Çiftlerimiz bu sancılı süreçlerinde birbirlerinden öğrendikleri ile düşe kalka aşkı yaşamayı da yaşatmayı da öğrenecekler.
Haftalardır beklediğimiz Polat karakteri sondaki ufacık göründüğü sahnede ve devamında yeni bölüm fragmanında gördüklerimle bir hayli heyecanlandırdı.Yalın'ın sırası ile Defne'nin abilerinden yediği dayağın bu sefer en delisi ile yüzyüze gelmesi kaçınılmaz son olarak görünüyor.Ama bir seferliğine elini Defne'nin abilerini kaldırmayacak olan Yalın,bu kuralını deli kan Polat için bozacağa benziyor.
Her hafta ''olamama'',''yapamama'' gibi meselelerimiz varken bu hafta bir de teslim olamama meselemiz çıktı.Şu meseleleri bir kenara bırakıp Yalın ve Defne'yi artık kavuştursak ve yeni yıla mutlu mesut girsek ne güzel olur diye düşünüyorum ve ben bunu düşünürken bir an da kafam da yeni bölüm fragmanındaki ''sevgilisiyim'' sözü ile suratıma şapşal bir gülümseme takıp,kafamda binlerce ampul yakıyorum.Şu sorunlarını aşsalarda biz de onları normal bir ilişki yaşarken görsek demekten de kendimi alıkoyamıyorum.Ama bir yolumuz vardı ve bu yolda tökezlemekte mübahtı.
Defne'nin etkisine daha fazla dayanamayan,git gide savunması düşen Yalın,yine ilk yakınlaştıklarında kendisinde karadelik etkisi yaratan Defne'ye doğru çekilmeye başlıyor.Yeşim'in alt yapıyı oluşturması ile evi yerleştirme işine girişen Yalın ve Defne,resmen nefes almayı unuttuğum sahnelere imza attılar.Hadi öp öp öp barışın artık bitsin bu ayrılık diyemeden daha doğrusu demek için sesim çıkmıyorken bir an da bittu kestuk durumuna geliverdiler.Bir alev gibi parlayıp yine aynı hız ile alevin üstüne toprak atılmış gibi kalakaldılar.Ama Yalın sanki daha bir yumuşamış gibiydi,Defne'ye haksızlık ettiğinin az da olsa yeni yeni farkına vardığını gözlerinde hissestiğimi belirtmeden edemeyeceğim.Her zaman söylediğim sözü yinelemek istiyorum;Yalın'ın Defne'yi yüreğinin içine hapsedecekmişcesine sarıp sarmalaması görüp görebileceğim en güzel görüntü olarak hafızama kazınmış bulunmakta.O özlem,aşk,acı hepsinden bir tutam olan sarılmayı büyük bir kavuşmanın da artçısı olarak görüyorum.Yanındayken yakın olmaktan kendini alıkoyamayan ama sevdiğini haykıramayan sevgili kalasımız,vitaminini alınca Ferhat olup aşkını haykırıyo,haykırıyo da karşısında olan Toprak ve Çınar Barutçu'ya yapmış olduğu bu haykırış Defne Barutçu'ya yapılmış sayılmıyordu.Haftalardır içinde tuttuklarını bu bölüm her yönü ile haykıran Yalın,bir tek Defne'ye onu ne kadar özlediğini söyleyemedi.Bu özlemin son bulması da artık an meselesi.
Yalın ve Defne ilişkilerindeki bu sorunu aşmaya çalışırken sessiz ve derinden ileryen Yalın ve Yeşim kardeşler arasındaki anne sorunu ya da şöyle söyleyim,Yeşim'in annesini bulduktan sonra,gözlerini tüm gerçeklere kapaması ve Yalın'ı anlamaya bile çalışmayıp bencilce hareket etmesi iki kardeş arasındaki en büyük sorundu.Yalın haftalardır Defne kızgındı bütün sinirini ondan çıkardı ama bir yandan da Yeşim'e olan öfkesi vardı.Aslında Yalın'ın eve gitmemesindeki en büyük sebeplerden biri de Yeşim'le birarada olmak istememesinden kaynaklanıyordu.Ve bu duruma yine Defne el atarak Yeşim'i hayal dünyasından gerçeğe döndürmeyi başardı.Abisine karşı yaptığı hatanın farkına geçte olsa varan Yeşim,annesi ve abisi arasında mecburi bir seçim yaparak ''benim ailem sensin'' dediği abisi için annesini geri plana itti.Belki de baştan abisini düşünüp hareket etseydi tüm bunlar olmayacaktı.Yalın ne dedi;''bana neden sessize alınmış telefon muamelesi yapıyosunuz'' bu demek oluyor ki haftalardır dediğimiz şey,Yalın'ın tek isteği biraz da olsa kaale alınmak,sevdiği insanlar tarafından düşünüldüğünü hissetmek istedi.Ama işte geçte olsa Yeşim bunun farkına vardı,varmasına ama olan Yalın ile Defne'ye oldu.
Bu bölüme damgasını vuran ve aslında haftalardır senaristlerimizin bize anlatmaya çalıştığı şey;bir insanı hatası ile de sevmek...Zaten tüm çiftlerimizin yaptığı yanlış da bu değil mi?Mesela Toprak ve Leyla çifti birbirlerini oldukları gibi kabul etmeyip ufacık bir sorunda bile yapılanlara razı olamamaktan kaynaklanan sorunları,Ezgi ve Deniz çiftinin güvensizlik üzerine kurulu ama özünde Deniz'in de Ezgi'yi bu hali ile kabul edip etmemesi,ilişkilerin başlıca sorunları arasında.Birini sevmek mi önemli yoksa hatasına rağmen sevmek mi? İşte en büyük mesele de buydu.Çiftlerimiz bu sancılı süreçlerinde birbirlerinden öğrendikleri ile düşe kalka aşkı yaşamayı da yaşatmayı da öğrenecekler.
Haftalardır beklediğimiz Polat karakteri sondaki ufacık göründüğü sahnede ve devamında yeni bölüm fragmanında gördüklerimle bir hayli heyecanlandırdı.Yalın'ın sırası ile Defne'nin abilerinden yediği dayağın bu sefer en delisi ile yüzyüze gelmesi kaçınılmaz son olarak görünüyor.Ama bir seferliğine elini Defne'nin abilerini kaldırmayacak olan Yalın,bu kuralını deli kan Polat için bozacağa benziyor.
Her hafta ''olamama'',''yapamama'' gibi meselelerimiz varken bu hafta bir de teslim olamama meselemiz çıktı.Şu meseleleri bir kenara bırakıp Yalın ve Defne'yi artık kavuştursak ve yeni yıla mutlu mesut girsek ne güzel olur diye düşünüyorum ve ben bunu düşünürken bir an da kafam da yeni bölüm fragmanındaki ''sevgilisiyim'' sözü ile suratıma şapşal bir gülümseme takıp,kafamda binlerce ampul yakıyorum.Şu sorunlarını aşsalarda biz de onları normal bir ilişki yaşarken görsek demekten de kendimi alıkoyamıyorum.Ama bir yolumuz vardı ve bu yolda tökezlemekte mübahtı.
Bölümü izlerken içimde oluşan yüzlerce duygu parçacığı ile kafamda Yalın ve Defne'nin tüylerimi diken diken eden sahneleri ile o sahneleri oynamayıp tek kelimesi ile dibine kadar yaşayan Can Yaman ve Açelya Topaloğlu,sizi izlerken ya birgün kalpten gideceğim ya da oturduğum yerden düşüp bir tarafımı kıracağım.
Bitmesini hiç istemediğim hatta bir sonraki bölümle keşke sabaha kadar devam etse dediğim bölümü malesef ki bitirdik.Haftaya yine yeniden heyecanlı ve bu sefer daha da aşk dolu bir bölüm bizi bekliyor.Ha bir de düğünümüz var a dostlar.Haftaya bölüm öncesi takılarınızı da hazırlayın da gelin :)
Emeği geçen herkesin ellerine ve yüreğine sağlık...Sevgiler
Bitmesini hiç istemediğim hatta bir sonraki bölümle keşke sabaha kadar devam etse dediğim bölümü malesef ki bitirdik.Haftaya yine yeniden heyecanlı ve bu sefer daha da aşk dolu bir bölüm bizi bekliyor.Ha bir de düğünümüz var a dostlar.Haftaya bölüm öncesi takılarınızı da hazırlayın da gelin :)
Emeği geçen herkesin ellerine ve yüreğine sağlık...Sevgiler
Yorumlar
Yorum Gönder