Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AŞK LAFTAN ANLAMAZ (16.Bölüm Yorumu)

Resim
Soluksuz izlediğim bölümden sonra beynime çok fazla oksijen gitmemesi sebebi ile buraya bişeyler yazmak benim için çok zor olacak ama şu içimdekileri döküp rahatlayasım da var. Senarist değişikliği ile hikayeye taptaze bir can geleceğini zaten hepimiz tahmin ediyoduk ama bu kadar da damardan içimize işleyeceğini tahmin edemedim/edemedik.  Hikayenin ana teması yalan üzerine kurulu bir aşk...Ve bu yalan olayına senaristlerimiz ilginç de bir bilimsel açıklama getirmişler.Insan günde kaç yalan söyler bilemem ama yalanı neden söylediği değil ne için söylediği şahsen daha önemlidir. Hayat'ın durduk yere yalan söylemediğini çaresizlikten bu işe kalkıştığına baştan hepimiz şahidiz.Üstüne plansızda bir aşk gelince işler iyice sarpa sarmaya başlamıştı.Bu dananın kuyruğu elbet biryerlerde kopacaktı.Kuyruğu koparmaya ilk niyetlenen Kerem başta sinirlerimi zıplattı,hoş hala sinirliyim ona da asıl mevzu babaannenin yalanı neden sürdürmek istediğiydim.Hemde yangından mal kaçırırc...

HANGİMİZ SEVMEDİK (8.BÖLÜM)

Resim
Bu yazıyı yazmak için 8 bölüm bekledim, olayları ve karakterleri sindirmem açısından bunun geçmesi gerektiğini düşündüm. Bu kadar bölümdür izlediğinden ne çıkardın diye soracak olursanız;eski ama eskimeyen aşklar, yarım kalmış sevdalar, belkide hiç yaşanamayacak aşklar ve birde Şener.Şener'i başlı başına bir olay bir konu olarak görmek mümkün tabi, bir mahalleye bedel hatta eline imkân verilse ülkeye bedel bir adam.Evet Şener sahtekâr, dolandırıcı, üçkâğıtçı ve benzeri cümlelerle sonsuza kadar devam ettirebiliriz ama işin içine aşk girince değişmesi gerektiğini düşünenlerdenim.Ayşen'in onu saflık hatta salaklık derecesinde sevmesi iyi hoş da Şener'in bu sahtekarlıklarının arasına Ayşen'i de sıkıştırması bir hayli can sıkıcı.3 sene 5 sene beklersin 20 küsür senede bekleyip halâ akıllanmamakta ayrı bir olay, bunun artık sevgiden, aşktan çıktığını düşünüyorum. ''Sevecekse insan candan sevmeli'' demişler ve sanki bu sözü söylerken İlyas'ı ve...

N'OLUR AYRILALIM (3.Bölüm)

Resim
Ah Azize vah Ulaş..Hangisinin durumu diğerinden daha kötü bilemedim şimdi.Azize için kullanılabilecek en uygun deyim "ava giderken avlandı".Ha avlanayım derken av olan sadece Azize değil tabiki,bir de kendini tilki sanan Turgay var... İnadına Aşk'da Defne ve Yalın'ın aşk sahnelerinden sonra gördüğüm en romantik aşk sahnesi Ulaş ve Azize'nin "bul beni kaybolmuşum" eşliğindeki sahneleri oldu.Ve izlediğim en güzel aşk sahnelerinin de aynı kalemden çıkması da ayrı bir güzellik olsa gerek. Çapkın erkeklerin kendilerine buldukları hafifletici sebep olan "daha doğru kadını bulamadım" zırvalığını Ulaş'ın demiş olmasına şaşırmış olmakla birlikte bunu söylerken ki ponçikliği işin rengini değiştiriyor tabi.Yanlış kadınlar içinde kayboldum neredesin Azizem diyem Ulaş'a hangi kadın hayır diyebilir ki Azize diyebilsin. Eğer Azize için manşetten afili bir giriş yapacak olsak aynen şöyle olmalı;"Yoksa Azize Ulaş'a aşık mı ol...

ŞAHANE DAMAT (4.Bölüm)

Resim
Bu bölüm sen sevda mısın? Diye sorduk,kara sevda loading diye cevap aldık.Tamam tamam biraz abartmış olabilir,artık nerde o eski kara sevdalar değil mi ama.. Kara olmasada grinin kaçıncı tonu olduğunu bilmediğim bir aşkın, nasıl doğduğuna gün geçtikçe tanık olmak da büyük ayrıcalık.Melike'nin platonik olarak başlayan imkânsız aşkını düşündükçe,"40 kere söylersen olur","evrenden çok istersek olur" sözlerine daha da bir inanır oldum. Hadi Melike'nin Mehmet'e aşkını biliyoduk da,Mehmet'in yavaştan aşık olma meselesini nasıl bir hasarla atlatacaklar ben onu merak ediyorum.Ama önce bunu Mehmet'in kendine,daha sonra da Melike'ye itiraf etmesi gerek.Tabi bunlardan da önce ünlü düşünür Yeşim Aras'ın da söylediği gibi "farkedemediği hoşlanma siniri" evresini bir tık ileriye taşıyan Mehmet,farkettiği ve bu sebeple kırıp dökmeye başladığı aşık olma sinirini yaşama evresinde.Tabi klasikleşmiş kıskançlık durumlarına filan hiii...

Kara Sevda İs Coming "Nolur Ayrılalım" (2.Bölüm)

Resim
Satırlarıma başlamadan önce şunu belirtmek isterim ki;ağzım halâ kulaklarımda ve yerine geçmekte baya bir zorlanıyor :) Uzun zamandır her karakterin ilmek ilmek işlendiği bir diziye rastlamamıştım derken pat o da ne "Nolur Ayrılalım" karşıma çıktı. Aslında klasikleşmiş birkaç unsuru içinde barındırsa da o klasikleşmişlikleri anlatış tarzına selam durmak istiyorum. Birgün onunla birgün bununla gününü gün eden çapkın erkek bir an da hayatının aşkı ile tanışır klişesi mi dersiniz?Ailesi tarafından zorla evlendirilen genç kız mı dersiniz? Gibi gibi çeşitli klişeleri önümüzdeki tabağa sunum o kadar enfes ki,bize de o klişeleri tadından yemelere doymamak yakışır. Ulaş'ın çapkınlığını bizde şehir efsanesi olarak duyduk ama henüz icraat göremedik.Hani efsaneden o kadar kişi bahsetmese bu naif,güzel adam mı genç kızları ağına düşürüp terk ediyor der üstüne bir de hadi ordan derdim. Azize,bir yanda aşık olduğunu zannettiği adam,bir yanda aşık olacağı adam...

ŞAHANE DAMAT (3.Bölüm)

Resim
Ah minel aşk sen nelere kadirsin...Yalanla da dolanla da olsa o aşk dolu bakışları görmenin yeri bambaşka oluyor. Bir önceki bölüm nerede kalmıştık..Hah gudubet İlknur bizim ponçikleri sarmaşdolaş yakalamıştı,valla nişanlımı o halde ben görsem aynen İlknur gibi davranır kızın saçını başını yolardım.Ee Mehmet gibi bir nişanlın varsa her türlü dövüş tekniklerini de bilmen gerek cicim değil mi ama. Neyse ki her eve lazım aşk doktoru Tahsin kendini ortaya attı da şimdilik bu baskını etkili bir biçimde püskürtmeyi başardılar.Ve durum eşitlendi,her ikisinin de ikişer nişanlısı olmuştu.Bu durum benim bile kafamı karıştırdı.Artık kim kiminle nişanlı hatlar karışıyor :) Karışık hatları bi kenara bırakıp asıl mevzumuz aşka yeniden dönelim.Mehmet ve Melike çifti her geçen bölüm daha çok yaklaşıyorlar ve her yaklaştıklarında da alev saçıyorlar.Baştan sona onları izlesem hiç sıkılmam sanırım. İnadına Aşk'tan alışkın olduğumuz bir durum vardi ki o da şuydu;farkedemediği hoşlanma sinir...

ŞAHANE DAMAT (1.BÖLÜM)

Resim
Malum havalar cehennemden hallice olunca dışarı çıkmak şu yana dursun olduğun yerden kımıldamak zor geliyor insana ve hâl böyle olunca da klimanın karşısında Tv açıp dizi izlemekte farz oluyor. Ve bu durumda ben de aylardır inanılmaz bir heyecanla beklediğim Şahane Damat'ı izlemek için TV karşısına geçiyorum.Heyecanla beklememin başlıca sebebi, hem bizim ortilerin yazıyor olması hem de isim annesi olduğum karakteri bünyesinde barındırıyor olması en büyük etken tabiki. Bölümden önce daha gerilere gidersek eğer;hikayeyi ilk duyduğum an da çok heyecanlanmıştım.Gurbetçi bir aile,tipik bir Türk annesi,2 kızı ve 1 oğlu var.Bizim ortilerden çıkacak böyle bir hikayenin nerelere gideceğini hem tahmin ediyor,hem de o keskin zekaların nasıl bir iş çıkaracağını bir yandan da merak ediyordum.Karakterler az çok kafam da oturduğun da ne isimler geçmedi ki :) Can Yaman'dan tutun da Aras Aydın'a kadar kimler geldi kimler geçti aklımdan ama Melike karakteri için aklımın ucundan ...

HAVALAR MI SICAK,YOKSA BEN AŞIK MI OLDUM? "NO:309"

Resim
Günlerdir,özellikle 2.fragmanını izlediğimden beri merakla beklediğim No:309'u izleme şerefine sonunda nail oldum. Demet Özdemir ve Furkan Palalı'nın ekran çifti olarak çok iyi durdukları ilk karşılaştıkları an da kendini belli etti.İlk karşılaştıkları an demişken,yine başrol kadın karakteri alıklaştırma alışkanlığı bi bitemedi gitti.Yakışıklı bir erkek gördüğünde ağzının kenarından salyalar akan kadın karkter yazmak,hele ki bunu bir kadın olarak yazmak hiç de hoş değil diye düşünüyorum.Kadının da erkeğinde aptallaşmadığı karakterlerimiz olsun istiyorum çok mu şey istiyorum.Lale Onur'a salyalarını akıtırken Onur'un gayet cool halde arada bir de küçümser gibi bakışları izlerken beni bir kadın olarak rahatsız etti. Sumru Yavrucak'ı ekran da gördüğümüz andan itibaren onu izlemeyi ne kadar özlediğini çoğu kişi anlamıştır.Anne karakteri olarak arasıra absürte kaçan tipe dönüşse de oyunculuğu ile tüm bunları kapattı diye düşünüyorum. Dizinin konusu yine yin...

HANGİMİZ SEVMEDİK

Resim
Bilenler bilir şimdiye kadar İnadına Aşk ile ilgili yazdığım yazılarıma elimde olmayan sebeplerden dolayı üzülerek son verdim.Ama bir hikaye biter yenileri başlar dedim ve İnadına Aşk gibi güzel bir aile ile heyecanla beklediğim yeni aileme doğru yol almaya başladım. Hangimiz Sevmedik,Yeşilçam tadında sıcacık bir aile dizisi sloganı ile pek yakında Tv serüvenine başlayacak.Ayıptır söylemesi bu hikayeyi Can'dan (bizim Can, hani Yaman olan :) ) bizzat duyduğumda bile çok heyecanlanmıştım.Ama bu heyecandan sonra içimde bir korku oldu ve bunun sebebi de bu kadar kısa süre içinde Can Yaman'ı farklı bir rolde izleyecek olmaktı.Bunun endişesini halâ yaşamaktayım ama onun oyunculuğuna olan güvenim bir nebze bu duygumu bastırıyor.Bu güven duygusu kısa zamanda her rolün altında kalkabileceği inancını kafama yer edindirdiği içindi tabiki. Çatışmadan hoşlanmayan ve sakinlikten yana biri olarak böyle naif diziler her zaman favorimdir ve sevdiğim tarzda bir dizi de de yine sevdi...

İNADINA AŞK'A VEDA

Resim
Bugün elim ne günlerden İnadına Aşk demeye gitti,ne de vedaya dair birşeyler yazmaya,ama İnadına Aşk'ımız en güzel vedayı da hakediyordu.Benim hayatıma 4.bölümü ile girmiş olsa da,7 aydır gördüğümüz güzel bir rüyaydı ve her rüya gibi onunda bir sonu olacaktı.Ama bizim bu durumumuz sanki rüyanın en güzel yerinde çalan alarm gibi oldu.Alarmı parçalasakta olan olmuş görülen güzellikler görülmüş ve ne yaparsak yapalım devamı olmayacaktı.Bu son bölümü izlerken de kafam da ''acaba devam etse nasıl olurdu,şöyle olsa oofff nasıl harika olurdu'' dediğim onlarca düşünce geçerken,tüm bunların yaşanamayacak olması canımı acıttı. Otopark sapıklığı ile aşk hayatına giriş yapmış Yalın Aras ve çenesi ile karşısındakini 5-10 kelime ile öldürebilecek kapasitedeki Defne Barutçu'nun inat mı inat ama bir o kadar tutkulu aşklarını izlemeye başladık.Birbirleri ile sonuna kadar inatlaşmış olsalar da, aşklarını söylemeye hiçbir zaman çekinmediler,Yalın'ın ''D...

BİTMESİN HİKAYEMİZ ''İNADINA AŞK''

Resim
Yüreğim yangın yeri gibi,bu yangında da ilk kurtarılacaklar listemin demirbaşı İnadına Aşk.. Bu bölümü her hafta izlediğim rahatlıkta ve keyifte değil de kafam da binbir türlü düşüncelerle izledim ve bu zor şartlarda yapabildiğim kadar yorumumu yazıcam.Yorum yazdığım ilk dizi olmasada,hiçbir zorlama ve etki altında kalmadan izlerken yüreğimden geçenleri yazıya dökerek sizlerle paylaştım.Şimdide sondan bir önceki durak olarak bu bölüm yorumuma geçmek istiyorum. Aşıklarımızın dört bir yanı entrika ve plan - proje ile çevrilmişken,bu işleri en tatlı yapanlar olarak onları bu konuda tek geçiyorum.Biz entrikacılar kraliçesi olarak Defne'yi bilirken,en az onun kadar bu işlerde başarılı olan Yeşim varmış.Defne'nin entrika fırtınası tüm Aras ve Barutçu gençliğini etkisi altına almışken o rüzgarı hazır arkalarına alan bu ekip bir yastıkta projesi ile zaten evli olan çiftimizin görücü işi için en ince ayrıntısına kadar oya gibi işlenmiş planı işleme koydular.Tabiki bu ekip plan...

İNADINA EVET.."İNADINA AŞK"

Resim
Her hafta diyordum ki;''Bölüm bittiğinde tadı damağımda kalıyor,izlemelere doyamıyorum'' Tamam hadi ben 7/24 yayınlansın izlerim diyorum da, siz neden beni ciddiye alıyosunuz ayol.160 dk dizi mi olur?Hadi ben izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum ama hangi can,hangi beden dayanır bu tempoya,nitekim oyuncularımız da dayanamıyor ki teker teker hastalanıyorlar.Umarım bu duruma acilen bir çözüm bulunur,yoksa onlar çekerken,bizlerde izlerken fenalık geçireceğiz. İnadına Aşk ilk bölümden itibaren klasik bir Türk dizisi olmadığını zaten kanıtlamıştı,nasıl mı?Bizim dizilerde esas oğlanlarımız ve esas kızlarımız birbirlerine bir türlü aşık olduklarını söyleyemezler,kavuşamazlar,kavuşsalar bile binbir türlü badire önlerine çıkar,tam bütün bunları atlattılar finalde nikah var deriz bu seferde ölürler gibi gibi benzeri konular..Amaaaa İnadına Aşk öyle mi? Hep bir ağızdan hayııııır dediğinizi duyuyor gibiyim.Bizim çiftlerimiz,birbirine olan aşklarını doyasıya söyleyi...

ZORBALUKTAN DEĞİL SEVDALUKTAN ''İNADINA AŞK''

Resim
Yine etkisinden çıkamadığım bir bölümü daha geride bıraktık.Bana kalsa aman sabahlar olmasın hesabı,7/24 İnadına Aşk yayınlansın izlerim ve izledikçe de doyamam.Her bölüm katlana katlana giden heyecanı,bir önceki bölümü aratmayan hikayesi ile izlerken beni daha ne kadar dört köşe edecek bilemiyorum. Zorbaluk mu desem sevdaluk mu desem bilemedim ama ben en iyisi zorbalık değil o sevdaluk deyim.Seven adam zorba olmalı,höt dedim mi sevdiğine sözünü geçirmeli,geçirmeli ki sevdiğine sahip çıkmalı.Bakın Yalın zorba olmasaydı Defne yumuşar mıydı?Belki yumuşardı ama bu baya bi zaman alırdı. Yalın ve Defne tam da olması gerekeni yapıp Yalın'ın zorbalığı sayesinde başbaşa kalabildiler.Ama keşke bu durumu daha güzel değerlendirselerdi demekten de kendimi alamıyorum.Yalın'ın Defne'ye olan aşktan da öte,daha güzel bir duygu olan bağlılık duygusunu her fırsatta dile getirmesi ve Defne'nin bu duruma karşı koyamamaya çalışması yine izlemesi hem güzel hem de parmak ıssırtan...

İnadına AŞK'INA SAHİP ÇIK ''İNADINA AŞK''

Resim
Her hafta Perşembe günü izlediğimiz ve o gün ile özdeşleşmiş olan İnadına Aşk'a yeni gününde bir yabancılık çekmiş olsam da yine keyifle izlediğim,hatta ''aa bitti mi?'' dediğim bir bölüm izledik. Her bölüm bir meselemiz varken bu seferde yangın meselesi ve hatta daha büyüğü Polat ve Nehir meselemiz oldu.Polat başlı başına bir sorunken yanında ekürisi Nehir'le akıllara zarar bir ikili oldular.Defne'nin de dediği gibi daha 24 saat dolmadan 50 yıllık suç işlemeleri,suç işlemenin yanında en komiği de, bu kadar olay yaratıp sanki onca şeyi ikisi yapmamış gibi rahat tavırları aslında izlerken bizleri rahatsız etmiş olmaları gerekirken,izlerken bana inanılmaz keyifli geldi. Halâ Nehir'e karşı önyargılıyım,nedense bu karaktere henüz ısınamadım ama yanında Polat varken bir nebze çekilebilecek durumda oluyor.Polat deseniz ''adamım'' benim,abartmış gibi olmasın ama ben yine de azıcık abartayım diyorum,bence Polat tiplemesi efsane ola...